"gülmeye başladı" - Translation from Turkish to Arabic

• بدأ يضحك
• وبدأ يضحك
• يبدأ بالضحك
• بدأت بالضحك

Sarhoş kıçı gülmeye başladı şöyle konuştu: "Şapsal polisler onun yapmadığını asla anlamayacaklar."
بدأ يضحك وهو سكران ويقول بأن الشرطه لم تعلم بانه لم يفعلها

Rahip, manifestonun ilk maddesini okudu ve herkes kahkahalarla gülmeye başladı.
الكاهن قرأ أول مقالة والجميع بدأ يضحك

Rob gülmeye başladı, polis de onu tutukladı.
روب" بدأ يضحك لذلك " الشرطي ألقى القبض عليه أيضًا

Bir süre sonra bana doğru baktı, gülümsedi, gülmeye başladı.
،وفي لحظة ما نظر إلي وابتسم وبدأ يضحك عليّ

Ve Markie gülmeye başladı.
وماركي يبدأ بالضحك

Bana yeni bir çorba alacağına gülmeye başladı sonra ben de gülmeye başladım.
بدلاً من أن تعرض شراء طبق آخر لي بدأت بالضحك ثم بدأت أنا بالضحك

Bilmiyorum öyle gülmeye başladı.
ولا أعلم، بدأ يضحك فحسب

Gerçekten inanılmazdı, Herb! Yani o. O gülmeye başladı!
فعل شيئاً مذهلاً يا (هيرب) لقد بدأ يضحك

Ama kafasını sallayıp gülmeye başladı.
لكنه فقط هز رأسه وبدأ يضحك

İşte, ben de bebekle konuşacağım. Bebeğe döndüm, elimle ağzımı kapayarak, çünkü nefesim her şeyi ele verebilir, bebeğe dedim ki, ''Bayım, ya da Hanımefendi, sizin insan türleri hakkındaki düşünceleriniz nedir?'' Ve bebek bana baktı, bebekler öyle bakar ya size net bir şekilde, ve gülmeye başladı, hem de kıkır kıkır.
إذَا سأتحدث إلى الصغير, إذا ساقول للصغير قابضتًا يدي فوق فمي, لأن رائحة نفسي لابد ان تكون كـ 100 برهان اقول للرضيع, " سيدي او سيدتي, ما رأيك المعتبر في فصيلة البشر؟" و يينظر إلي الرضيع, تعرفون, الرضع ينظرون إليك بوضوح, يبدأ بالضحك, ثم ينفجر في تلك الضحكة الصغيرة المجنونة.

Benim kitaptaki şişman karakter olan Piggy hakkında yazmam gerektiğini söyleyip herkes gülmeye başladı.
بعدها الكل في الصف يبدأ بالضحك لأنهم يقولون أن عليّ أن أكتب حول الشخصية التي اسمها (خنزير) والتي هي الشخصية السمينة في الكتاب

Daha önce hiç karşılaşmamıştık ama birden gülmeye başladı.
ولم اكن قد رأيتها مسبقا ولكنها بدأت بالضحك

Hiç bir kızla öpüşüyorken gülmeye başladı mı?
هل عبثت أبدا ً مع فتاة... عندما بدأت بالضحك ؟