"gümüş ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • والفضة
        
    • الفضة و
        
    • وفضة
        
    • فضي و
        
    • الفضي و
        
    • فضية و
        
    • فضيّة
        
    • الفضة والذهب
        
    Altın, gümüş ve bakır, ortalama bir akıllı telefonu oluşturan 70 veya daha fazla kimyasal elementten sadece birkaçı. TED يعتبر كلّاً من الذهب والفضة والنحاس عدداً قليلاً من العناصرالكيميائيّة السبعين التي تدخل في صناعة الهواتف الذكية.
    Bakanlık gümüş ve altın senetleri 1934'de tedavülden kaldırdı. Open Subtitles المالية استبعدت توزيع مصداقيات شهادات الذهب والفضة في عام 1943
    Altın, gümüş ve mercanla dolu sıradan rakunların teknesi, kıyıdan yavaşça ayrıldı. Open Subtitles الاجراس و المزمار تعبر عن سعادة الراكون كانت تستمر بتلك الليلة الرائعة السفينة الراكونية محملة بالذهب الفضة و الحلي و كانت تختفي شيئا فشيئا عن الانظار
    70 bin doların üzerinde nakit, gümüş ve liberty hisse senedi çalındı. Open Subtitles أكثر من سبعون ألف دولار نقداً وفضة وسندات
    gümüş ve siyah değilse, umurumda bile değil. Open Subtitles إذا لم يكن الزي به لون فضي و أسود، فأنا لا أهتم
    Peki, size ödüllerimizi takdim ediyorum, altın, gümüş ve bronz yoğurt kapakları. Open Subtitles حسناً، سنتنافس على الغطاء الذهبي، الفضي و البرونزي
    gümüş ve beyaz kullanmışlardı. Open Subtitles المشى و الخلفيات فضية و بيضاء
    Commonwealth Oyunlarında Hindistan, bugüne dek 5 altın, 13 gümüş ve 7 bronz madalya aldı. Open Subtitles حتى الآن فازت الهند بخمس ميداليات ذهبية و13 فضيّة وسبع ميداليات برونزيّة
    Cebimi soydun, cebimdeki gümüş ve altını çaldın, delikanlı -- gümüş ve altını. TED لقد سرقت جيبي، لقد سرقت جيبي، من الفضة والذهب يا فتى من الفضة والذهب.
    Altın,gümüş ve bir sürü madenler. Open Subtitles ثروات كبيرة من الذهب والفضة المياه المعدنية والأملاح
    Mısırlıların altın, gümüş ve eşyalarını almamıza izin verdi. Open Subtitles تمكن من الخروج حاملين معهم الذهب والفضة ومجوهرات وملابس المصريين
    Otelde bekliyorum ve orada büyük kuyumcu toplantıları, sergiler ve standlar, binlerce ve binlerce dolar değerinde altın, gümüş ve elmas vardı. Open Subtitles لقد كنت في ذلك الفندق وهنالك مهرجان كبير للمجوهرات أكشاك بها آلاف وآلاف من الذهب والفضة والألماس
    Aslında çoğu durumda altın, gümüş ve bronz seviye hizmet bile görebilirsiniz. TED في الواقع، في كثير من الحالات، يمكنكم رؤية مستويات خدمة من الذهب والفضة والبرونز .
    Neden bana gümüş ve sarımsağa dayanıklı olduklarını söylemedin? Open Subtitles لماذا لم تخبرني بهذه الأشياء ؟ - كانوا محصّنين ضد الفضة و الثّوم ؟
    gümüş ve bu - asit bir araya gelince kanamayı durduran bir ilaç oluşturuyor. Open Subtitles . الفضة و هذا - حامض . سوياً يصنعوا سائل ، يوقف النزيف
    gümüş ve altından bir şato görüyorum. Open Subtitles أرى قصرا من الفضة و الذهب
    - araziler, bir sürü orman, terk edilmiş gümüş ve altın madenleri... Open Subtitles مناجم ذهب وفضة مهجورة بهذا المكان
    500 milyon dolar değerinde altın, gümüş ve mücevherden oluşan bu hazine, Kraliçe'nin çeyiziydi. Open Subtitles ذهب وفضة ومجوهرات بقيمة 500 مليون دولار أصبحت تعرف بـ"مهر الملكة".
    500 milyon dolar değerinde altın, gümüş ve mücevherden oluşan bu hazine, Kraliçe'nin çeyiziydi. Open Subtitles ذهب وفضة ومجوهرات بقيمة 500 مليون دولار أصبحت تعرف بـ"مهر الملكة".
    gümüş ve siyah... Open Subtitles ...فضي و أسود
    gümüş ve beyaz. Mistik ve sihirli. Open Subtitles الفضي و الأبيض هذا سيكون ساحراً و رائعاً
    gümüş ve beyaz. Mistik ve sihirli. Open Subtitles الفضي و الأبيض هذا سيكون ساحراً و رائعاً
    gümüş ve beyaz kullanmışlardı. Open Subtitles المشى و الخلفيات فضية و بيضاء
    Bugüne kadar Hindistan 5 altın, 13 gümüş ve 7 bronz madalya kazanmış bulunmakta. Open Subtitles حتى الآن فازت الهند بخمس ميداليات ذهبية و13 فضيّة وسبع ميداليات برونزيّة
    Sıradan metalleri gümüş ve altına çevirmeyi hatta ölümsüzlüğün anahtarı olan yaşam iksirini bulmayı umuyordu. Open Subtitles كانيأملأن يتعلمكيف لهأنيغيرالمعادنالطبيعية الى الفضة والذهب أو ربما يطبخ إكسير الحياة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more