Partinin olduğu günün sabahında çekilen grup fotoğrafı. | Open Subtitles | ، فى حفلة الأفتتاح بالحديقة إنها صورة مجموعة إلتقطوا صوراً فى صباح يوم الحريق |
Efendim, esir alındığım günün sabahında... kahvaltıda ne yediğimi bile biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف ماذا افطرت صباح يوم اعتقالى |
Bunu, öldüğü günün sabahında yazdı. | Open Subtitles | لقد كتب هذا فى صباح يوم وفاته |
Ama birinci günün sabahında... ...kendimi nasıl bir maceraya sürüklediğimi... ...hiç bilmediğimi farkettim. | TED | لكني أدركت في صباح اليوم الأول بأني لا أملك فكرة معينة ما الذي كنت سادخل نفسي فيه. |
Altıncı günün sabahında Tanrı kalktı, gözleri sönüktü ve suratı asıktı. | Open Subtitles | فى صباح اليوم السادس نهض الرب و كانت عيناه داكنتان و ساد التجهم وجهه |
Derken, 6. günün sabahında Askeri İstihbarat onun ağzından laf almak için bir hileye başvurdu. | Open Subtitles | ثمّ في صباح اليوم السادس جنود هيئة الإستخبارات حاولوا خداعها لتخبرهم أكثر |
Bayılmanın gerçekleştiği günün sabahında FBI ajanı Mark Benford ailesiyle birlikte evindeydi. | Open Subtitles | صباح يوم فقدان الوعي، كان عميل المباحث الفيديرالية (مارك بينفورد) في بيته مع عائلته |
"Ertesi günün sabahında, küçük bahçeye bakmaya gitmiştim." | Open Subtitles | في وقت مبكر من صباح اليوم التالي" "ذهبتُ لأنظر في الحديقة الصغيرة |
Eğer o günün sabahında yapar... | Open Subtitles | لدى ثلاث شبان ، يمكنني فعلها الآن لو قمنا بذلك صباح اليوم... |
günün sabahında neler olduğunu söyleyebilirmisin? | Open Subtitles | ماذا عن صباح اليوم |