Bir gün öncesinde Frans Bruggen doğum günü konserinde aldığım CD'yi dinledim. | Open Subtitles | استمعت لقرص ابتعته في الليلة التي سبقت حفل ميلاد (فرانس بروهاين) |
Bir gün öncesinde Frans Bruggen doğum günü konserinde aldığım CD'yi dinledim. | Open Subtitles | استمعت لقرص ابتعته في الليلة التي سبقت حفل ميلاد (فرانس بروهاين) |
İki yıl önce Şükran Günü'nden iki üç gün öncesinde sen ne yapıyordun? | Open Subtitles | ما الذي فعلته منذ سنتين قبل يوم أو اثنين من التشوسوك؟ |
Bunu söylemek bana düşmez efendim, bütün söyleyebileceğim, ne yazık ki, büyük gün öncesinde tüm fındıklarımızın işini bitirebilmemiz hariç, sıradan bir Noel işte. | Open Subtitles | ليس لي أن أقول, سيدي. كل ما أستطيع قوله هو أنه كالكريسماس المعتاد، باستثناء أننا أنهينا كل مالدينا من البندق قبل يوم العيد. |
Ama küçük bir grup, bir gün öncesinde paylarını satarak devasa servet elde etti. | Open Subtitles | لكن مجموعة صغيرة باعت باعت حصصها الطيرانية بمبلغ أقل قبلها بيوم وجنت ثروة |
Sadece bir gün öncesinde askerlerle röportaj yapmıştım. | Open Subtitles | أجريت مقابلة مع جندي قبلها بيوم |
Kısacası, kendisini kazadan bir gün öncesinde sanıyor. | Open Subtitles | بمعنى أنه عالق في اليوم السابق لتعرّضه للحادث |
Bir gün öncesinde okulun etrafında takıldığını gördüğünü hatırladı. | Open Subtitles | إنّه يتذكّر رؤيته يتسكّع حول المدرسة في اليوم السابق. |
1300 adeti bir gün öncesinde teslim edeceğiz. | Open Subtitles | ألف وثلاثمائه ستسلم قبل يوم |