"günde kötü günde" - Translation from Turkish to Arabic

• السراء والضراء
• والضراءِ
• بالسراء و الضراء

İyi günde kötü günde yanında olmaya yemin eder misin?
هل تتعهدين ان تكوني وفية له في السراء والضراء ؟

Ben varken olmaz Runkle. 20 sene boyunca, İyi günde kötü günde yanında kalmış bir kadını rehabilitasyondan çıktığı dakika yüzüstü bırakamazsın.
ليس بمناوبتي رنك , انت لا تهجر إمرأة بقيت معك على السراء والضراء لعشرين سنة , بمجرد خروجها من إعادة التأهيل

Hayat arkadaşı olduğunuzu evliliğinizdeki sorunların çözülebilir sorunlar olduğunu "iyi günde, kötü günde" demenin bir anlamı olduğunu ne olursa olsun sana sadık kalacağını düşünüyordun.
لقد ظننت أنكما شريكين. لقد ظننت أن المشاكل في زواجكما قابلة للحل. لقد ظننت أن جملة في السراء والضراء تعني شيئاً.

Sen Hank Julia'yı bugünden itibaren sahiplenip iyi günde kötü günde varlık içinde ve yokluk içinde yaşadığın sürece sevgi ile başının tacı yapmayı kabul ediyor musun?
"فهل تقبلٌ "هانك" بهذه المرآة "جوليا من هذا اليومِ فصاعداً لكي تتمتلك وتحتفظ في السراءِ والضراءِ

Peki ya sen Juila bu adamı yani Hank'i bugünden sonra iyi günde kötü günde varlık içinde ve yokluk içinde yaşadığın süre boyunca sevip baş tacı etmeyi kabul ediyor musun?
سأفعل- "وهل أنتِ "جوليا" تقبلين بهذا الرجلِ "هانك- من هذا اليومِ فصاعداً في السراءِ والضراءِ في الثراءِ وفي الفقرِ لكي تُحبي وتُدللين

Birbirlerini "iyi günde kötü günde" kabul ediyorlar alın size kötü gün neymiş göstereyim diyor.
لقد تزوجا بعضهما بالسراء و الضراء و الان سأريكم الضراء

Ben seni iyi günde kötü günde kabul ettim ve hiçbir şey bunu değiştiremez
أقبل بك بالسراء و الضراء و لن يغير شيء من ذلك

İyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta ömrümün geri kalanında.
في السراء والضراء و بالخير و الشر لبقية أيام حياتي

İyi günde, kötü günde, varlıkta ve yoklukta hastalıkta, sağlıkta birbirimizi sevecek, kollayacak, itaat edeceğiz.
في السراء والضراء والثراء والفقر في الصحة والمرض وأحب وأقدر وأطيع

İyi günde. Kötü günde.
موجود في الليل، موجود في السراء والضراء

İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta senin yanındaydım ama sadakatsizliğinde yanında olmayacağım.
كنت معك في السراء والضراء والصحة والمرض

İyi günde, kötü günde...
السراء والضراء ، الرقيق والمتين

İyi günde kötü günde de birlikte olmayı başardık.
نحن تماسكنا معًا في السراء والضراء

"İyi günde, kötü günde" sözünün kötü gün kısmındayız.
هذه هي "الضراء" عندما قلنا "في السراء والضراء"

Pekâlâ, "iyi günde, kötü günde" diyorlar, değil mi?
حسنا إنهم يقولون "في السراء والضراء" صحيح؟

Sen bir Cuthbert'sın. İyi günde kötü günde.
أنت فرد من آل "كاثبيرت"، في السراء والضراء.