Sonra, Jüpiter'in yörüngesini takip etmek için o uyduları kullandı ve Jüpiter'in de, Dünya değil, Güneş'in etrafında döndüğünü anladı. | TED | وقام حينها بتتبع هذه الأقمار لاستكشاف مسار كوكب المشتري واستنتج أن كوكب المشتري لا يدور حول الأرض وإنما حول الشمس. |
Güneş oradaydı, diğer gezegenler oradaydı ve gezegenlerin Güneş'in etrafında nasıl döndüğünü görebiliyordum. | TED | لذا كانت هناك الشمس، وكانت هناك الكواكب، واستطعت رؤية دوران الكواكب حول الشمس. |
Güneş'in etrafında dönerken çarpışan birkaç kaya parçasından başka bir şey değil. | Open Subtitles | لا يزيد عن بعضٍ من قطع الصخر المتصادمة أثناء دورانها حول الشمس. |
Safı hareket ettirdiler, gezegenlerin nasıl çalıştığını buldular; Güneş'in etrafında nasıl döndüklerini. | TED | وقاموا بتحريك الخط، واكتشفوا كيف تعمل الكواكب، وكيف يتحركون حول الشمس. |
Tamam? Küçük bir Dünya canlandırın, Güneş'in etrafında dönüyor. | TED | نعم؟ تخيل الأرض الصغيرة تدور حول الشمس. |
Filvaki iddia ediyorum ki Dünya Güneş'in etrafında dönüyor Güneş, Dünya'nın etrafında değil. | Open Subtitles | حقاً أعلن أن الأرض تدور حول الشمس وليس العكس |
Belki de nesnelerin Güneş'in etrafında dönmesi tüm bunları açıklar." | Open Subtitles | ربما كان تفسير ذلك أن الأشياء تدور حول الشمس |
Dünya gezegeniyle Güneş'in etrafında tura çıkmaya çok benziyor. | Open Subtitles | كل هذا يشبه كثيرا رحلة دوران كوكب الأرض حول الشمس |
Ayrıca bize eşlik eden Ay ile birlikte Güneş'in etrafında da ürkütücü bir şekilde saatte 100.000 kilometrelik bir hızla savruluyoruz. | Open Subtitles | ومع تابعنا القمر فإننا نركض حول الشمس بسرعة رهيبة تعادل 107 ألف كيلو في الساعة |
Bu hareketi Dünya ve Mars'ın, Güneş'in etrafında dairesel yörüngede hareket etmesiyle açıklayabileceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | قال أن بإمكانه تفسير هذه الحركة عن طريق جعل الأرض و المريخ يدوران في مدارات دائرية حول الشمس |
Bütün gezegenler Güneş'in etrafında eliptik yörüngede döner. | Open Subtitles | و استبدله بقانونه الأول عن حركة الكواكب فكل الكواكب تدور في شكل بيضاوي حول الشمس |
Tıpkı Dünya'nın Güneş'in etrafında dönmesinin Galileo'nun çağdaşları için garip olduğu gibi. | Open Subtitles | مثلما كانت فكرة أن الأرض تدور حول الشمس غريبة لمعاصري جاليليو |
Saatte yaklaşık 66.000 mil hızla Dünya, Güneş'in etrafında bir yılda dönüşünü tamamlar. | Open Subtitles | متحركاً بسرعة 66 الف ميل في الساعة يستغرق كوكب الارض سنة كاملة ليدور حول الشمس |
Onlar, Dünya'nın kendisinin döndüğünü ve aynı zamanda Güneş'in etrafında döndüğünü önerdiler. | Open Subtitles | لقد إقترحوا بأن الأرض تدور حول نفسها وتدور حول الشمس, في نفس الوقت |
Bir trilyondan fazla kuyruklu yıldız güneş sistemimizin donmuş sınırlarında Güneş'in etrafında daireler çiziyor. | Open Subtitles | يدور أكثر من تريليون مذنّبٍ حول الشمس على حدود نظامنا الشمسي المتجمّدة |
Onun yerine, trilyonlarca taş ve kaya yeni doğan Güneş'in etrafında dönerler. | Open Subtitles | بالمقابل، تريليونات الصخور والحجارة تدور حول الشمس حديثة التكوين |
Güneş'in etrafında döndükçe mevsimler meydana gelir. | Open Subtitles | وهي تدور حول الشمس لا يعمل على تكوين الفصول وحسب |
Her zaman, Satürn Güneş'in etrafında bir tur attığında Jüpiter iki tur atıyordu. | Open Subtitles | في كل دورة للزحل حول الشمس يستكمل المشتري دورتين |
Tüm bu gök cisimleri Güneş'in etrafında dönmekte. | Open Subtitles | جميع هذه الأجرام السماوية تدور حول الشمس |
Dünya, kendi etrafında saatte 1600 km'den fazla bir hızla dönerken Güneş'in etrafında da 100 bin km'den daha fazla bir hızda dönüyor. | Open Subtitles | تلف الأرض حول نفسها بسرعة تفوق ال 1600 كيلو متر في الساعة بينما تدور حول الشمس بأكثر من 100 ألف كيلو متر في الساعة |