Jüpiter'in manyetik alanı Güneş sistemindeki en geniş ve kuvvetli olanıdır. | Open Subtitles | المجال المغناطيسي لكوكب المشتري هو الاكبر و الأقوى في النظام الشمسي |
Güneş sistemindeki bir çok uydunun yüzeyinde benzer malzemeye rastlıyoruz. | Open Subtitles | نراه على سطح العديد من الأقمار في النظام الشمسي الخارجي |
Güneş sistemindeki pek çok cisim sıvı suya sahip değil, o yüzden oralara bakmıyoruz. | TED | والعديد من أجسام النظام الشمسي لا يحتوي على ماء سائل؛ ولذلك لا نبحث هنالك. |
ve Mars'ın ötesinde de Güneş sistemindeki su tamamen donmuş durumda. | TED | وأبعد من المريخ، فالمياه في المجموعة الشمسية مجمدة بأكملها. |
Onlar başka bir Güneş sistemindeki başka bir gezegende yaşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يسكنون على كوكب آخر في نظام شمسي مغاير |
2003'te, Tüm Güneş sistemindeki o zamanlar bilinen en uzak cismini keşfettim. | TED | وفي عام 2003، لقد اكتشفت شيئًا في التوقيت المناسب كان أبعد جسم معروف في كامل النظام الشمسي. |
Güneş sistemindeki dışsal cisimlerin hepsi bir şeye göre tepki veriyordu. | TED | إن كل هذه الأجسام في النظام الشمسي الخارجي كأنهم في ردة فعلٍ على شيء ما. |
Sanırım bunlar Güneş sistemindeki tutulma resimlerinden en beğendiklerim. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه هي المضلة لدي من جميع صور الكسوف في النظام الشمسي |
Yıldızımız açık ara Güneş sistemindeki en büyük harikadır. | Open Subtitles | نجمنا ، حتى الآن ،الأعجوبة الأكبر في النظام الشمسي |
Güneş sistemindeki her hangi bir gezegen her zaman tümüyle yok olma tehlikesi altındadır. | Open Subtitles | أي كوكب في النظام الشمسي دائماً في خطر الإبادة التامة |
Ve o zamandan beri, Güneş sistemindeki diğer bütün gezegenlerden çok daha farklı bir gezegenimiz var. | Open Subtitles | منذئذ، لدينا كوكب مختلف عن جميع الكواكب الأخرى في النظام الشمسي. |
Güneş sistemindeki tüm gezegenlerin toplamından 2,5 kat daha büyüktür. | Open Subtitles | أنه أضخم مرتين ونصف من كافة الكواكب الأخرى في النظام الشمسي مجتمعة |
Kısaca, tüm Güneş sistemindeki en büyük nesne idi. | Open Subtitles | كان لفترة وجيزة أضخم شئ في النظام الشمسي بأكمله |
Eğer bu Güneş sistemindeki bir gezegende yaşıyor olsaydınız asteroit kuşağının şöyle bir görüntüsü olacaktı-- | Open Subtitles | لو كنتم تعيشون على كوكب بهذا النظام الشمسي فسيبدو حزام الكويكبات |
Güneş sistemindeki tüm güçleri seferber | Open Subtitles | أخبر القوات كلها بالتوجه نحو النظام الشمسي |
Titan'ın çok büyük ve ince bir atmosferi var ve yüzeysel yapısının dünyadakine Güneş sistemindeki diğer gök cisimlerinden daha fazla benzediğine inanılıyordu. | TED | فهو لديه غلاف جوي كثيف و كبير جدا وفي الواقع كان معتقدا أن طبيعة سطحه فيها من الشبه لتلك التي لدينا على الأرض, أو على الأقل كانت موجودة, اكثر من أي جسم اخر في النظام الشمسي. |
Güneş sistemindeki diğer cisimlerse bolca suya sahip olabilir, Dünya'dan bile fazla, ancak buz tabakası altında. Bu yüzden de oraya ulaşmak, erişmek, orada bir canlı varsa bile bunu keşfetmek çok zor. | TED | هناك أجسام أخرى في النظام الشمسي ربما تحتوي على ماء سائل وفير، ربما أكثر من الأرض، ولكنه منحصر تحت قشرة متجمدة؛ ولذا يصعب الوصول إليه، ويصعب الحصول عليه، ويصعب حتى الكشف عما لو أنه توجد حياة هنالك. |
Bu yüzden bütün bir kitabı boyunca Güneş sistemindeki gezegenlerin arasında müzikal bir harmoni arayıp durdu ve bu gerçekten çok zordu. | TED | وقد كتب كتابًا كاملًا يبحث فيه عن وجود موسيقى متناغمة بين كواكب المجموعة الشمسية وكان عملًا صعبًا جدًا، جدًا. |
Tek bir atomu alıp, Güneş Sistemi boyutuna kadar şişirirsek, fizikçiden kaçmakta olan bir kedinin dalgaboyu Güneş sistemindeki bir atom kadar olurdu. | TED | إذا أخذنا ذرة واحدة وقمنا بتكبيرها في حجم المجموعة الشمسية، سيكون الطول الموجي لقطة تحاول الهرب من عالم فيزياء في صِغر ذرة واحدة ضمن المجموعة الشمسية. |
Bir Güneş sistemindeki iki gezegende yaşam demek: | Open Subtitles | كوكبان في نظام شمسي واحد يتمتّعان بالحياة. |
"Ben başka bir Güneş sistemindeki bir gezegenden geliyorum." | Open Subtitles | " جئتكم ... من كوكب آخر في نظام شمسي مغاير " |
Çünkü Güneş sistemindeki en iyi işe sahibim. | Open Subtitles | لاننى املك احسن واكبر وظيفة- فى النظام الشمسى |