"güney'deki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في الجنوب
        
    Güney'deki herkes Kennedy taraftarı değil sanıyordum. Open Subtitles أعتقد أن الجميع في الجنوب لم ينتخب لكينيدي.
    Neden Güney'deki çiçekli bir koltuktan beni ve benim olanlari yönetsinler? Open Subtitles لماذا يجب أن يحكموني و أملاكي من مقعد زهري في الجنوب ؟
    Yoldaş, Güney'deki görevini hatasız yaptığını sanıyordum. Open Subtitles أيّها الرفيق، لا تظن بأن ليس لديّك أخطاء في الجنوب.
    Güney'deki o iki şebeke hakkında yalan söylüyor. Open Subtitles أعني، أنه يكذب عن تلك المحطتين في الجنوب.
    Güney'de demek istiyorum, Güney'deki problemleri biliyorum. Yani duydum demek istedim. Open Subtitles أعلم بالمشاكل التي في الجنوب سمعت بها
    Güney'deki Zululara göre savaş anlamına gelir. Open Subtitles ولقبائل الزولو في الجنوب كان يعني حرباً
    Güney'deki ağabeyinizi diyordum. Open Subtitles كنا نتحدث عن اخيك في الجنوب
    Güney'deki son durumlar sizin eseriniz mi, Vekil Yeon? Open Subtitles الأحداث الجارية في الجنوب هل هي من أعمالك،أيها المفوّض (يون)؟
    Güney'deki Zululara göre savaş anlamına gelir. Open Subtitles و للزولو في الجنوب عنى الحرب.
    Annem, Güney'deki Der Om köyünden. Open Subtitles والدتي من قرية (ديروم)، في الجنوب.
    Güney'deki görevin bu olacak. Open Subtitles هذه مهمتك في (الجنوب).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more