Cumartesi gecesi adamın biri beni Güney Fransa'ya mı davet ediyor? | Open Subtitles | رجل يطلب مني الذهاب إلى جنوب فرنسا في ليلة سبت ؟ |
Nitekim, çok yakında Güney Fransa'da bir tane açacağız o yüzden lütfen bu konuda bana ya da personelime sorular sormayın. | Open Subtitles | في واقع الامر، عِنْدَنا صُعُود واحد قريباً جداً في جنوب فرنسا لذا رجاءً تَسْألي ني أَو أيّ مِنْ موظّفيي حول ذلك. |
Dünya nüfusunun yarısından fazlası, Güney Fransa'da bu aletin yapımıyla ilgileniyor. Fransa bu deneyi yapmak için güzel bir yer. | TED | أكثر من نصف سكان العالم يشاركون في بناء هذه الآلة في جنوب فرنسا. التي هي مكان جميل لإجراء التجربة. |
Birbirinizi sevdiniz ve koca bir kilisede evlendiniz ve Güney Fransa'ya balayına gittiniz. | Open Subtitles | أحببتم بعضكم و تزوجتم فى كنيسة كبيرة و قضيتم شهر العسل فى جنوب فرنسا |
Bu Güney Fransa'dan yarım bir iskelet. | Open Subtitles | إنه هيكل عظمي جزئي من جنوبي فرنسا |
Güney Fransa'da sizinle tanışma onurunu yaşamıştım diyorum. | Open Subtitles | أقول، كان لي الشرف اجتماعكم في جنوب فرنسا. لا تتذكر؟ |
Güney Fransa"ya, ahbap. Lüks otel. Bayılacaksın. | Open Subtitles | الى جنوب فرنسا يا صديقي الى الفندق ، ان ستحبه |
O parayla yarın emekliye ayrılıp, Güney Fransa'da yaşayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التقاعد في الغد و الذهاب للعيش في جنوب فرنسا |
Flörtlerinin büyük bir kısmında, Güney Fransa'da yaşadı. | Open Subtitles | طوال علاقتهم، كان يعيش والدك في جنوب فرنسا. |
Kardeşin vahşi yulaflarını sevgilisiyle birlikte Güney Fransa'da ekiyorken mi? | Open Subtitles | بينما يبزر أخوكِ الشوفان البرى فى جنوب فرنسا مع صديقته الفاسقة؟ |
Güney Fransa'nın bol güneş alan arazilerinde çiçeklenme mevsimi uzundur. | Open Subtitles | في الحقول المنقوعة بالشمس في جنوب فرنسا يعتبر موسم الإزهار طويلا جدا |
2 gün sonra, Akdeniz kiyilarini güvenceye almak amaciyla Hitler, iki serbest bölgeyi birlestiren Güney Fransa'ya isgal eder. | Open Subtitles | بعد يومين ولتأمين ساحل المتوسط اجتاح هتلر جنوب فرنسا اى المنطقه الحره غير المحتله حتى ذلك الوقت |
Kuleleri lanet inşa edecek Norveç ve Güney Fransa | Open Subtitles | سيبنون الأبراج اللعينه من النرويج ل جنوب فرنسا |
Denize en yakın caddelerde kendini Güney Fransa'da zannedebilirsin. | Open Subtitles | في الشوارع القريبة من المحيط قد تتخيل أنك في جنوب فرنسا |
Güney Fransa'daki en çekici kadınla gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهبٌ مع أكثر إمراة سحراً في جنوب فرنسا |
Bu, sanki Güney Fransa'daki bir lavanta bahçesindeymişim gibi başımı döndürüp, sersemletiyordu. | Open Subtitles | لقد جعلني هذا أشعر بالنعاس والدوار وكأننا كُنا في منتصف حقل للخزامى في جنوب فرنسا |
Yani beni hapse yollayan kadın için seni işe almamı istiyorsun sırf sonsuza dek Güney Fransa'da mutlu yaşayabilin diye. | Open Subtitles | هل تتوقع مني تعيينك حتى يُمكنك أنت والسيدة التي أرسلتني إلى السجن أن تحظوا بحياة سعيدة بعد ذلك في جنوب فرنسا ؟ |
- Sör Charles Güney Fransa'da yaşıyor. | Open Subtitles | حياة السير تشارلز ليتوون في جنوب فرنسا. |
Belki İskoçya'daki kalemden veya Güney Fransa'daki bağlarımdandır. | Open Subtitles | ربما كان ذلك فى قلتعى فى سكوتلندا أو مزرعة العنب خاصتى فى جنوب فرنسا ؟ -لا -لا يهم، لا بد أن أتذكر |
Amacı Güney Fransa'yı boşaltmaktı. | Open Subtitles | هدفها كان إستعادة جنوبي فرنسا |