Ama aşağıda Güneyde çok özel bir statüye sahip küçük bir ışığa sahipti. | TED | بالرغم من ذلك ، هناك بعض الضوء في الجنوب لديه حالة خاصة جدا. |
Güneyde, Romanya Üçüncü Ordusu 90 düşman piyade tümeniyle karşı karşıya. | Open Subtitles | اٍلى أقصى الجنوب الجيش الثالث الرومانى يواجه 90 شعبة مشاة للعدو |
Daha Güneyde eğrilmiş ve örtülmüş şekiller tundranın düzlük manzarasını sonlandırıyor. | Open Subtitles | ،عميقاً إلى أقصى الجنوب تكسر الأجسام المعتكفة المكفّنة جمود وسكون التندرا |
-Tamam tamam şimdi sorunumuz var. -Ben üç... Güneyde 4 mil'de... rüzgar var | Open Subtitles | هنا ـ تالون 3 ـ ولدينا مشكلة تتجه الرياح جنوباً وبسرعة 40 عقدة |
Daha Güneyde, kıtanın kıyısında denizdeki buz örtüsü kırılmaya başlıyor. | Open Subtitles | جنوبا, وبالقرب من القارة يبدأ غطاء البحر الجليدي في التكسر |
Dinleyin, size Güneyde ne olduğunu söyliyeyim. | Open Subtitles | استمعوا إلىّ، دعونى أخبركم ماذا يقع بالجنوب منّا |
Bir ay önce bugün Orada duruyordum. 90 derece Güneyde dünyanın en altının tepesinde: Coğrafi Güney Kutbunda. | TED | من شهر واحد بالضبط لقد وقفت هناك 90 درجة جنوبا في قمة اسفل العالم . القطب الجنوبي الجغرافي |
Buradan altı mil kadar Güneyde bir hava alanı var otobanın dışında. | Open Subtitles | هناك مطار علي بعد ستة أميال من جنوب هنا علي الطريق السريع |
Daha Güneyde eğrilmiş ve örtülmüş şekiller tundranın düzlük manzarasını sonlandırıyor. | Open Subtitles | ،عميقاً إلى أقصى الجنوب تكسر الأجسام المعتكفة المكفّنة جمود وسكون التندرا |
Aşağı Güneyde futbol antrenörleri bloktan önce dilini ısırmasını öğretir. | Open Subtitles | مدربي كرة القدم في الجنوب يطلبوا من لاعبيهم عض ألسـنتهم |
En iyi tahmine göre uçak buradan 80 km Güneyde düşmüş olmalı | Open Subtitles | أفضل تخمين أن الطائرة سقطت 5 ميلاً من هنا نحو الجنوب ربما |
Otoyolda bir yığın hurdaya dönmüş araba 25 km Güneyde kümelenmiş polis arabaları. | Open Subtitles | يتوجه نحو الشمال سيارات شرطة كثيرة متجهة نحو الجنوب على بعد 15 ميل |
Umarım bir gün dünyayı yöneten başkanları da görürürüz. Fakat, asıl mesele şu: Güneyde neler döndüğüne dair kimse çıkıp bir çift söz söylemiyor. | TED | الآن، آمل أن يسيطر رؤساء البلديات على العالم يومًا، لكن، تعرفون، أنه في الواقع، لا نسمع أي حديث حول، عما يحدث حقًا في الجنوب. |
Güneyde, araba bir ihtiyaçtır. | TED | وجود السيارة أمرٌ ضروري في منطقة الجنوب. |
Bu müthiş deney, buradan 320 km Güneyde, Kuzey Alabama'daki Tennessee Vadisi Yetkililerince yapıldı. | TED | و تم عمل هذه التجربة الشيقة على بعد 200 ميل جنوباً فى نورثرن ألاباما, بواسطة سلطة وادى تينيسى. |
15 mil Güneyde kaptan köşkünde seni bekleyeceğim. | Open Subtitles | سألاقيك بعد 15 ميل جنوباً في زورق الكابتن |
500 metre Güneyde eski bir maden var. Mağaraya oradan sızabiliriz. | Open Subtitles | هناك منجم مهجور جنوباً يمكننا التسلل للكهف عبره |
Bu Lahore şehrinden, Bin Laden'in yakalandığı Abbotabad'dan 300 km. kadar Güneyde. | TED | هذه من مدينة لاهور التي هي حوالي 300 كيلومتر جنوبا من ابوتاباد حيث تم امساك بن لادن |
Güneyde bize bırakılan tepeler.. | Open Subtitles | لذلك سجب أن نبتعد عن التلال الموجودة بالجنوب |
Güneyde on tane kamp var. | Open Subtitles | لدينا عشر معسكرات فقط على الجانب الجنوبي |
Kanada sınırından beş mil Güneyde, eyalet sınırından 12 mil batıda. | Open Subtitles | إنها على بعد خمسة أميال جنوب الحدود الكندية، إثنى عشرة ميلاً غرب حدود الولاية |
~ Bizim de altyapıya ihtiyacımız var. Güneyde, Grand Union'da. | Open Subtitles | بل نحتاج موطىء في النهاية الجنوبية من حزب الاتحاد الكبير |
Gemi, Güneyde Robben Adası ve kuzeyde Dassen adası arasında bir yerde battı. Ve bunlar penguenlerin en çok üredikleri adalardan ikisi. | TED | غرقت السفينة بين جزيرة روبن جنوبًا وجزيرة داسين شمالًا جزيرتان رئيسيتان للبطاريق |
Arkadaki Linux penguenini özellikle beğeniyorum. Şimdi bunun yol açtığı şeylerden bir tanesi, Güneyde bir nevi kültürel patlama. | TED | وانا أحب تحديداً بطريق لينوكس الصغير هذا في الخلفية. إذاً أحد الأشياء التي تقود لهذا النوع من الإنفجار الثقافي للجنوب. |