Peki ya taşımacılık benzeri eylemler sonucu açığa çıkan yükselen arkaplan gürültüsünün daha kapsamlı sorunu kronik gürültüye ne demeli? | TED | حسنًا، ماذا بشأن الضوضاء المزمنة، مسألة انتشار التسبّب في زيادة الضوضاء الخارجية الناجمة عن أمور كالشحن؟ |
Senin sinyalini beyaz gürültüye çevirebilirim, atmaya kıyamadığım eski bir çift terlik gibi kenarda beklersin. | Open Subtitles | أنا ربما فقط سأمحي الضوضاء البيضاء من خلال الإشارة و احتفظ بك حولي كزوج أحذية قديمة |
Yine de, bütün bu gürültüye neden olan şeyin birkaç nöron olduğu doğru. | Open Subtitles | لكن، صحيح أن فقط بعض الخلايا العصبية هي التي تقوم بكل الضوضاء |
Ve kuyruklu balinaların, 200 kilometre uzaklıktaki gürültüye tepki olarak şarkılarını azalttığı gözlemlendi. | TED | وقد لوحظ أن الحيتان الحدباء تحدّ من غنائها لدى وجود ضوضاء على بعد 200 كيلومترًا. |
Kocam artık hiçbir gürültüye katlanamıyor. | Open Subtitles | زوجي لا يمكن أن يقف أي ضجيج من أي نوع بعد الآن. |
- Bu gürültüye dayanamıyorum. | Open Subtitles | - مجرد لم أستطيع مقاومة هذه الضجه |
Onca sıkışıklık ve gürültüye rağmen kalabalığa dalmaktan hiç çekinmem. | Open Subtitles | على الرغم من الزحام والضجيج, لم أتعب يومًا من الغرق في الحشد. |
2011'de Dünya Sağlık Örgütü, yalnızca üye Batı Avrupa devletlerinde her yıl 1,6 milyon sağlıklı yaşam yılının çevresel gürültüye maruz kalmaktan ötürü kaybedildiğini ortaya koymuştur. | TED | في عام 2011، قدرت منظمة الصحة العالمية أن 1.6 مليون حياة صحية تضيع كل عام بسبب التعرض للضوضاء البيئية في أوروبا الغربية، الدول الأعضاء وحدها. |
İkincisi, gürültüye büyük önem veriyoruz. | TED | ثانياً، نعتبر الضوضاء شيء مهم جداً. |
gürültüye maruz kalmakla bağlantısı olan kanser, diyabet ve obezite gibi diğer hastalıklar da var, fakat bu hastalıkların gürülteden kaynaklandığını kanıtlayacak yeterince ispat henüz yok. | TED | هناك أمراض أخرى كالسرطان والسكري والسمنة التي رُبطَت بالتعرض إلى الضوضاء. لكننا لا نملك الدليل الكافي بعد لنجزم أن المُسبب لتلك الأمراض هو الضجيج. |
Epidemiyolojik çalışmalar, gürültüye maruz kalma ile yüksek derecede yüksek tansiyon, kalp krizi ve felç riski arasındaki ilişkileri göstermektedir ve toplam risk çoğalmaları nispeten küçük olmasına rağmen, bu hala büyük bir genel sağlık sorununu oluşturuyor, çünkü gürültü yaygın bir şey ve birçok insan belirli gürültü seviyelerine maruz kalıyor. | TED | تظهر الدراسات الوبائية الترابط بين التعرض للضوضاء وزيادة خطر ارتفاع ضغط الدم. النوبات القلبية والسكتة الدماغية، وبالرغم من أن مخاطر الزيادة قليلة نسبيًا، إلا أن ذلك يبقى مشكلة صحية كبيرة وعامة لأن الضجيج منتشر للغاية، والعديد من الناس معرضون لمستويات من الضوضاء ذات الصلة. |
gürültüye alışmış olmam gerekirdi. | Open Subtitles | تعودت عليها تعودت على الضوضاء |
Bu ışıklara... ve bu gürültüye! | Open Subtitles | هذه الأضواء وهذه الضوضاء |
Bu ışıklara... ve bu gürültüye! | Open Subtitles | هذه الأضواء وهذه الضوضاء |
Son zamanlarda şiddetli bir gürültüye ya da virüse maruz kaldın mı? | Open Subtitles | هل تعرضت إلى ضوضاء عالية مؤخراً ، أو كان لديك فيروسات؟ |
Her yerde müzik gürültüye dönüşüyor. | Open Subtitles | لقد تحولت الموسيقى إلى ضوضاء في كل مكان |
- Şu anda hiç gürültüye gelemem. Çok sinirliyim. | Open Subtitles | لا ,لا احتمل ضوضاء الآن انا منزعجة جدا |
Bir süre sonra sadece gürültüye dönüştü. | Open Subtitles | بعد فترة ، أصبحَ ما تقوله مجردَ ضجيج |
İşe yaramadı! Her şey gürültüye dönüştü! | Open Subtitles | . الأمر لم يُفلح . كُل شئ تحول إلي ضجيج |
- Bu gürültüye tahammül edemiyorum. | Open Subtitles | - مجرد لم أستطيع مقاومة هذه الضجه |
Bu hayvanlar, çevrelerine, gürültüye, kalabalığa alışkın değiller. | Open Subtitles | هذه الحيوانات... غير متآلفه مع المحيط... والضجيج... |
Vücudumuz, bir gecelik gürültüye maruz kaldıktan sonra katılaşan kan damarlarımızın yapısında ve kanımızın bileşiminde değişikliklere yol açan adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları salgılar. | TED | تفرز أجسامنا هرمونات التوتر مثل الأدرينالين والكورتيزول التي تؤدي إلى تغييرات في تركيب دمائنا وفي هيكل الأوعية الدموية لدينا، والتي أثبتت أنها تكون أكثر صلابة بعد ليلة واحدة من تعرضها للضوضاء. |