Bilirsin, kimse benim kadar geleceğin teknolojisini güvende tutmak istemez. | Open Subtitles | وتعرفين أنه لا يوجد أحد يرغب في تأمين تكنولوجيا المستقبل أكثر مني. |
Bilirsin, kimse benim kadar geleceğin teknolojisini güvende tutmak istemez. | Open Subtitles | وتعرفين أنه لا يوجد أحد يرغب في تأمين تكنولوجيا المستقبل أكثر مني. |
Neler oluyor? Tatlım, polis bizi güvende tutmak için burada. | Open Subtitles | عزيزتي , الشرطة هنا لأجل سلامتنا هذا كل مافي الأمر |
Simgeler bizi güvende tutmak için var ve onları ciddiye almalıyız. | TED | إنها مصممة لضمان سلامتنا ويجب أخذها بجدية |
Hayır, seni korumak istiyorum, Seni güvende tutmak istiyorum! | Open Subtitles | لا, أنا أريد أن أحميكِ, أريد أن أبقيكِ بأمان! |
Değil mi? Ben seni güvende tutmak istiyorum Claire. | Open Subtitles | (أريد أن أبقيكِ بأمان يا (كلير |
Kutudakileri ele geçirmeye çalışmışlar, o da onları korumak, güvende tutmak için yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yapmış. | Open Subtitles | لقد حاولوا أخذه منه فقام بما إعتقد ان عليه فعله ليحميه ويبقيه في آمان |
Seni güvende tutmak ve bu adamı bulmak için iki kat efor harcıyoruz. | Open Subtitles | إنّنا لا نألو جهدًا لإيجاد هذا الشاب والحفاظ على سلامتك. |
Beni güvende tutmak o kadar kolay değildir. | Open Subtitles | ليس من السهل الحفاظ على سلامتي. |
Thor insanlarımızı buraya getirdi , bunu bizi güvende tutmak için yaptı. | Open Subtitles | ثور أحضرنا الى هنا وصنع هذه ليجعلنا آمنين |
Sırf kendinizi güvende tutmak için Tanrı'nın alınacağı şeyleri yapıp sevgisini bizden almasına ve üzerimize felaket gazaplar salmasına neden olmayın! | Open Subtitles | لا ترتكبوا، بسبب رغبتكم .. في تأمين أنفسكم تلك الأفعال التي ستسيئ للرب لدرجة أن يسحب حُبّه |
Bizi güvende tutmak adına Amerikan halkını gözetleyen gizli bir sistem. | Open Subtitles | نظام سري للتجسس على الأمريكيين بحجة الحفاظ على سلامتنا |
Kendimizi güvende tutmak için gerekeni yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نفعل ما هو ضروري من أجل سلامتنا |
Sen benim eşimsin. Benim işim seni güvende tutmak." | Open Subtitles | من واجبي أن أبقيكِ بأمان" |
İnsanları güvende tutmak için yapmamız gereken bir şey bu. | Open Subtitles | لذلك نحن بحاجة لأن نجعل الناس في آمان |
Seni güvende tutmak benim sorumluluğum. | Open Subtitles | وأنا مسؤول عن الحفاظ على سلامتك. |
Beni güvende tutmak kolay değildir. | Open Subtitles | ليس من السهل الحفاظ على سلامتي. |
Son derece zayıf, ancak bizi güvende tutmak için yeterli. | Open Subtitles | ،إنه ضعيفٌ للغاية لكن يكفي للحفاظ علينا آمنين |