| Yerlerini tek bilen benim. Ben yaşadıkça güvendeler. Eğer bana yardım etmezsen ölürler. | Open Subtitles | ناقشنا هذا الأمر، أنا الوحيد الذي يعرف مكانهم، هم بأمان طالما أنا حي |
| Oda arkadaşlarını kastediyorsun. güvendeler, alt katta. | Open Subtitles | تعنين زملاءك في الغرفة إنهم بأمان في الأسفل |
| - güvendeler, merak etme. | Open Subtitles | انهم آمنون. لاتقلق رأسكَ الصَغير الجميل بشأنه |
| Amman'da bir hangardalar. Tamamen güvendeler. | Open Subtitles | إنهم في حظيرة طائرات في عمّان، آمنين تمامً |
| Şimdilik güvendeler. Daha sonra sınır dışı edilecekler. | Open Subtitles | سوف يعيشون في أمان حالياً، ثم ينفون فيما بعد |
| İki kişiler diye iki kat güvendeler sanırlar. | Open Subtitles | إنهما يظنان أنهما بمأمن لأنهم إثنان |
| Sel suları yükseliyor, ama şimdilik güvendeler. | Open Subtitles | مستوى الفيضانات يرتفع ولكنهم بأمان في الوقت الحالي |
| Kızlar olabildiğince güvendeler Lancelot. | Open Subtitles | نحن الفتيات بأمان بما تحمله الكلمة من معنى |
| Henüz değil.Evin dışında oldukları sürece güvendeler. | Open Subtitles | ليس بعد طالما أنهما خارج المنزل فإنهما بأمان |
| - O burada değil. Fakat seni temin ederim ki, karın da çocuğun da tamamen güvendeler. | Open Subtitles | إنها ليست هنا، ولكنني أؤكد لك أنها هي وابنك بأمان تام. |
| Yolcu vagonu ayrıldı. Şu anda güvendeler. | Open Subtitles | عربات المسافرين إنفصلت إنّهم بأمان الآن. |
| Pencereleri kapadım ve kapıları kilitledim, yani güvendeler. | Open Subtitles | لقد اغلقت النوافذ والابواب , لذلك هم بأمان |
| Bugün karımı ve kızımı kaçırdılar. Kurtardık. Şimdi güvendeler. | Open Subtitles | لقد اختطف قومه ابنتى و زوجتى و لكننا استعدناهم و هم آمنون الان |
| En azından artık bu tehlikeli dünyadan uzakta, güvendeler (! | Open Subtitles | على الأقل هم آمنون الآن من هذا العالم الوحشي |
| Orada güvendeler ve iyi korunuyorlar. | Open Subtitles | وإنّهم آمنون هناك، ومحميون على خير ما يرام. |
| Kesinlikle güvendeler. Yemin ederim. | Open Subtitles | آمنين كما في بيوتهـــم ، أقسم على ذلك ؟ |
| Kızları kontrol ettim. güvendeler. | Open Subtitles | تفقدتُ للتو الفتيات إنّهم آمنين |
| Muhtemelen yavrular yolu bulabilir ama sadece bir arada oldukları sürece güvendeler. | Open Subtitles | هذه الصغار من المحتمل أن تشق طريقها الخاص ولكنهم يبقوا في أمان إذا إجتمعوا مع بعضهم |
| Çocuklar okulda dışarıdan daha güvendeler. | Open Subtitles | الأطفال في أمان داخل المدرسة بالنظر إلي خارجها |
| Kızlar güvendeler, şehrin dışında. | Open Subtitles | الفتيات بمأمن, خارج المدينة |
| Hatta, senin olmak üzere olduğundan çok daha güvendeler. | Open Subtitles | في الحقيقة أنهم أكثر أمانا منك أنت |
| Dedektif Carter ve Fusco, mülklerimin birinde tamamen güvendeler, Bay Reese. | Open Subtitles | المحقّقان (كارتر) و(فوسكو) كلاهما بمأمنٍ وبخيرٍ على أحدِ عقاراتي يا سيّد (ريس). |
| Artık güvendeler. | Open Subtitles | إنهما آمنان الآن |