Kaç kişi onlara ölümcül bir tanıyı söylerken sana güvenerek baktı? | Open Subtitles | كم من الناس ينظرون إليك بثقة عمياء وأنتَ تبلّغهم بتشخيصٍ مميت؟ |
Böyle şeylerde bahsederken biraz daha kendine güvenerek konuşmalısın. | Open Subtitles | عندما تتحدّثين عن هذه المادة تكلّمي بثقة أكثر قليلا |
Bana söylediklerini yaptım ve kendime güvenerek konuşmaya başladım hatta konudan anlamasam bile. | Open Subtitles | فعلت ما أخبرتني به وبدأت أقول كلّ شيء بثقة حتى لو لم تكن لدي المعرفه |
Herkese güvenerek 30 yıldan uzun süre hayatta kalamazsın. | Open Subtitles | لا تظل طليقاً لمدة 30 عاماً إن كنت شخصاً كثير الثقة بالناس. |
Kendine güvenerek başlarsın ama içine girdiğin an düşündüğün gibi olmadığını ve korkunç olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | تمشي بكل ثقة ومن ثم ماذا تحصل عليه انه ليس ما فكرت به ومخيف |
O sette kendime güvenerek yürüdüm ahbap. | Open Subtitles | سأكون قادراً على المشي بثقة على تلك المنصة, يا رجل |
Kendine güvenerek söylediğin sürece ne dediğinin çok önemi yok. | Open Subtitles | لا يهمّ كثيرا ما تقول طالما أنّك تتحدث بثقة |
Szilard kendine güvenerek konuşuyordu. Çünkü Einstein'ın bilmediği bir şeyi biliyordu. | Open Subtitles | كان يتحدّث "زيلارد" بثقة لأنه علم شيئاً لم يعرفه "آينشتاين". |
Yani diyorsun ki kendine güvenerek... | Open Subtitles | أذاً أنت تقول فقط عن طريق التصرف بثقة |
O kadar kendimden emin ve kendime güvenerek gitmiştim ki. | Open Subtitles | أقصد، لقد غادرت بثقة وتيقن كبير. |
Çünkü umurumda değil. Çünkü kendime güvenerek yürüyorum. | Open Subtitles | لانني لا أهتم , و لأنني أمشي بثقة |
Kendine güvenerek ateş et. Omuzlarını kasma. Tony. | Open Subtitles | التسديد بثقة وأرحي كتفيكي |
Panter gibi yürü, kendine güvenerek. | Open Subtitles | تحرك كالنمر تحرك بثقة |
Oraya kendime güvenerek gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أخطو هناك بثقة. |
Ayrıca kendinize güvenerek konuşun korkmuş olsanız bile. | Open Subtitles | وتحدث بثقة حتى لو كنت مرتعب |
Kendine güvenerek sunacağından eminim. | Open Subtitles | -وأريدك أن تقدّمها بثقة عارمة . |
Herkese güvenerek 30 yıldan uzun süre hayatta kalamazsın. | Open Subtitles | لا تظل طليقاً لمدة 30 عاماً إن كنت شخصاً كثير الثقة بالناس. |
Ben, ıı, düşünüyordum da çeyreğimde çok şey oldu, ve güvenerek söylüyorum ki kesinlikle ben, ıı, büyük ihtimalle bir çeşit ikramiyeyi, eğer siz de uygun... görürseniz. | Open Subtitles | في آخر ربع لي من السنة، ويمكنني القول بكل ثقة أني أؤمن بالتأكيد أني، على الأرجح أستحق علاوة ما إذا كنت تؤيدني |
Sana güvenerek anlatmıştım. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بما أخبرتك بكل ثقة |
Mel, yapman gereken şu; Oraya kendine güvenerek gir... | Open Subtitles | (ميل) هذا ما ستفعلينه ستدخلين بكل ثقة |