Müze çalışanları güvenlikleri için ortadan kaybolduklarında Iraklılar yağmalamaya başladılar. | Open Subtitles | وحين فر موظفي المتحف لأجل سلامتهم ذهب العراقيون لنهب الغنائم |
Hayatlarındaki yetişkinlerin, güvenlikleri için endişelenseler bile kendilerini desteklediklerini gördüler. | TED | تعلموا أن البالغين في حياتهم سوف يدعمونهم حتى ونحن قلقون على سلامتهم. |
Bu insanları kendi güvenlikleri için oldukları yerde tutun. | Open Subtitles | لا , أبقى هولاء الناس فى مكانهم كما هم من أجل سلامتهم أرجوك |
güvenlikleri hakkında bilgi edinmek için en güzel yöntem onları savunma yapmaya itmektir. | Open Subtitles | الطريقة الرائعة لجعل الناس يتحدثون عن وسائل أمنهم هو أن تضعهم في موقع الدفاع |
Ne mutlu ki, hükümetiniz bize güvenlikleri konusunda garanti verdi. | Open Subtitles | و حكومتكم مشكورةً، وافقتْ على مساعدتنا لضمان أمنهم |
Tıpkı sizin gibi iki beyaz çocuk kendi güvenlikleri için nakledildi. | Open Subtitles | فتيان بيض مثلكما، تمّ نقلهما.. ليلة البارحة، من أجل حمايتهما |
Manitech güvenlikleri çalışanlardan birini buldum, Sam Lewis adında biri. | Open Subtitles | حصلتُ على شيءٍ بشأن أحد موظفي (ماناتك سيكيورتي) الرجل اسمهُ (سام لويس) |
- Arıza güvenlikleri neredeymiş? | Open Subtitles | أين كان نظام حماية الطوارئ خاصتهم؟ |
Her zaman 24 saat olduğunda geri dönüyorlardı, güvenlikleri için. | Open Subtitles | دائمًا ما يرجعون خلال 24 ساعة من أجل سلامتهم |
Bir savaş gemisine komuta eden bir subay öldüğünde insanlar güvenlikleri konusunda endişelenmeye başlarlar. | Open Subtitles | عندما نفقد ضابط مسئول على متن سفينة حربية سيبدأ الناس بالقلق حيال سلامتهم |
Bu yerin gizli kalmasına güvenen insanlar var. Kendi güvenlikleri için böyle olmalı. | Open Subtitles | هناك من يعتمدون على بقاء هذا المكان سرياً، من أجل سلامتهم |
Bu sabahki jüri sorgusunda, can güvenlikleri konusunda korkularını ifade eden üyeler vardı. | Open Subtitles | في إستجواب هذا الصباح، كان عندي محلفين محتملين والآن لديهم مخاوف حول سلامتهم الشخصيّة |
Güvenlik yönetmelerine göre güvenlikleri tehdit edilirse yöneticiler tahliye edilir. | Open Subtitles | إن إجراءات الأمن هي القيام بإخلاء الموظفين التنفيذيين، إذا ما تهدد سلامتهم أي خطر. |
ve insanlara kendi güvenlikleri için evlerinden ayrılmamaları söylend. | Open Subtitles | ونحذَر العامَة بأن يبقوا في منازلهم من أجل سلامتهم |
Eğer Kolombiya'da kalırlarsa, Escobar güvenlikleri için endişelenecek. | Open Subtitles | و إن بقو في كولومبيا فسيشعر بالقلق حول سلامتهم |
Ama güvenlikleri insanlığın geri kalanın tek hayatta kalma şansına mal olabilir. | Open Subtitles | لكن سلامتهم يمكن أن تكلفنا بقية البشر لدينا فرصة واحدة للبقاء على قيد الحياة |
Bir saatimi Kashfar'lıları kendi güvenlikleri için sorumluluk almaya ikna etmeye çalışmakla harcadım. | Open Subtitles | ساعة أضعتها وأنا أحاول أن أقنع الكاشفريين بالتحرك وتحمل مسؤولية أمنهم الخاص. |
Aldığınız bilgiye göre her SD hücresi kullandığı şifreyi her hafta güvenlikleri için değiştiriyor. | Open Subtitles | طبقا لinformatlon، تستعمل كلّ خلية SD رمزا الذي يتغيّر إسبوعيا لتشغيل أمنهم. |
İç güvenlikleri saçma derecede eski ve şirket ağlarına herkes girebilir... | Open Subtitles | أمنهم الداخلي قديم الطراز إلى حد غير معقول ويستطيع أي شخص اختراق شبكتهم... |
Tıpkı sizin gibi iki beyaz çocuk geçen gece kendi güvenlikleri için nakledildi. | Open Subtitles | فتيان بيض مثلكما تمّ نقلهما ليلة البارحة من أجل حمايتهما .. |
Manitech güvenlikleri çalışanlardan birini buldum, Sam Lewis adında biri. | Open Subtitles | حصلتُ على شيءٍ بشأن أحد موظفي (ماناتك سيكيورتي) الرجل اسمهُ (سام لويس) |
güvenlikleri gerçekten zayıf. | Open Subtitles | لديهم نظام حماية متساهل |
Castle'ın özel güvenlikleri birazdan burada olur. | Open Subtitles | لكن الأمن الخاص بـِ(كاستل) سينتظرونك في الخارج, وثق بي, |