"güvenmiyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

• تثق
• تثقين
• تثقي
• لاتثق
• لاتثقين
• تثقُ
• تثقى
• تَأتمنُني
• لا أثق
• تأتمنني
• تثقون

Sana güvenmemi istiyorsun, ama bana doğruları söyleyecek kadar güvenmiyorsun.
تريدني أن أثق بك لكنك لا تثق بي لتخبرني الحقيقة

Sana her hafta 100.000 veriyorlar ve sen bankalara güvenmiyorsun.
يعطونك 100 ألف كل أسبوع، وأنت لم تعد تثق بالبنوك

Tüm mesleki sırlarımı söylememe rağmen bana hâlâ güvenmiyorsun.
لقد أخبرتك بكل اسرارى العملية, ومازلت لا تثق بى

Bana güvenmiyorsun. Hem de kaç kez kıçınızı kurtarmış olmama rağmen.
انت لا تثقين بي بعد كل تلك المرات التي انقذتك بها

çünkü dışarda her zaman başka bir seçenek vardır, ve sen bana güvenmiyorsun.
لإنكِ تعلمين أنه دائماً يوجد خياراً ليتم إتخاذه وإنّكِ لا تثقين بي قط

Ne diyeceğim, neden bir tek Tanrıya güvenmiyorsun?
اخبرك لماذا ؟ لماذا لا تثق باحد ؟ اثق فى اللة ؟

Sana güvenmiyorum diye kızdın ama sen bana güvenmiyorsun.
انت مجنون , انا لااثق بك ولكن للحق , انت لا تثق بى

Neden bir ilaca güveniyorsun da, diğerine güvenmiyorsun?
سوف تجعله هابطاً. لمَ تثق بمخدر وليس الآخر ؟

Üniversitede olanlar yüzünden mi kimseye güvenmiyorsun?
أنت لا تثق بأحد بسبب ما حدث لك أيام الجامعة

- Etkilendim. Çok çabalıyorsun. Ama kadınlara güvenmiyorsun.
انت تبدو رائعا عندما تحاول جاهدا ، ولكنك لا تثق بالنساء

Hiç bir konuşma olmadı. Dikkatli olabilirim, ve bana güvenmiyorsun.
لم يكن هناك نقاشاً على الإطلاق يمكنني أن أكون حذراً، وأنت لا تثق بي

Ya bunu anlamıyorsun, ya da bana güvenmiyorsun.
الأمـر إمـا أنك لا تفهم ذلك أو لا تثق بـي

Bana güvenmiyorsun, iyi. L olsun. Ama bu olsun.
أنت لا تثق بى حسنا ، لقد فهمتُ ذلك لكن إفهم هذا

Bize güvenmiyorsun, fakat ona öyle güvendinki buraya geldi ve katilimizle yattı.
أنت لا تثق بنا، ولكنك وثقت بها جيداً لكي تأتي هنا وتضاجع القاتل.

Sadece şey için aramıştım... Beni kontrol etmek için, çünkü bana güvenmiyorsun.
.. كنت فقط اتصل للتتأكدى منى لانى لا تثقين فى

Biliyorum bana güvenmiyorsun ama ben üvey-annenden farklıyım.
أعلم أنكِ لا تثقين فيني لكنني مختلف عنها

Hayır, kendini benimle David'in yakın çevresi... arasında tutmak istiyorsun çünkü bana güvenmiyorsun.
كلا ، انتى تحاولين وضع نفسك بيني وبين دائرة ديفيد الداخلية لانك لا تثقين بي

Gerçeği söyleyecek kadar bana güvenmiyorsun.
بأنكِ لا تثقين بي بما يكفي لتخبريني الحقيقة

Bak, belli ki sen bana güvenmiyorsun. Ama Kitap dokundu, değil mi?
إنظري ، بالواضح أنك لا تثقي بي لكنني لمست الكتاب ، أليس كذلك ؟

Tamam peki bir şeyler hissettiğin için mi ona güvenmiyorsun yoksa seni eleştiriyor diye mi?
حسناً، اذاً أنت لاتثق به لأنك أحسست بشئ أو لأنه استجوبك؟

Madem bana güvenmiyorsun, neden yardım istemeye hep bana geliyorsun?
اذا كنتي لاتثقين بي لماذا تستمرين بالقدوم إلي للمساعده؟

Biliyorum bana güvenmiyorsun ancak benden başka kimsen yok.
أعلم بأنكَ لا تثقُ بي لكن لا يوجد سواي لمساعدتكَ الآن

Bunu neden yaptığımı söyleyecek kadar bile bana güvenmiyorsun.
انتى حتى لا تثقى بما فيه الكفايه لتخبرينى لما فعلت ذلك

Bana güvenmiyorsun.
أنت لا تَأتمنُني.

Hayır, güvenmiyorsun. Ben de sana güvenmiyorum.
كلاّ , أنتَ لا تثق بي و أنا لا أثق بكَ أيضاً

Değerli trenine göz kulak olmam konusunda bana güvenmiyorsun ama yabancılara güveniyorsun.
أنت لا تأتمنني على مراقبة قطارك العزيز لكنك تأتمن مجموعة من الغرباء، ليست مشكلة

Bekleyin, bize güvenmiyorsun?
مهلاً ، لا تثقون بنا ؟