| Bu güzel, ama bunun bize ne yararı olacak ki? | Open Subtitles | حسناً , هذا جيد , لكن كيف سيُساعدنا هذا ؟ |
| Güzel, ama bazen, zor şeyler yaşadığında, düşünme şeklin değişebilir. | Open Subtitles | جيد لكن أحياناً عندما تمرين بظروف صعبة فتقوم بتغيير طريقة تفكيرك |
| güzel ama cesetlerle uğraşıyor. O koku dağılmaz. | Open Subtitles | أنها جميلة لكن هي تعمل في اللحوم الميته تلك الرائحة لا تنتشر |
| Bilemiyorum. Çok güzel, ama bana biraz pahalı geldi. | Open Subtitles | لا أدري، إنه جميل لكن سعره مكلف بالنسبة لي |
| Bu güzel ama bir o kadar da külfetli kuyruk, tavus kuşunun yırtıcılardan kaçmasını veya dişilere yaklaşmasını kolaylaştırmaz. | TED | جميل ولكن الذيل الثقيل لا يساعد الطاووس لتجنب الحيوانات المفترسة والاقتراب من أُنثى الطاووس. |
| Güzel. Ama bu onu kompleksli yapabilir. | Open Subtitles | هذا رائع لكن قد يسبب له مشاكل نفسية فيما بعد |
| Ben genelde bu hipersonik sesi gösteriyorum ve insanlar "Bu çok güzel, ama ne işe yarar ki?" | TED | عادة ما أظهر هذا الصوت فائق السرعة فسيتساءل الناس حقا هذا رائع ولكن لأي شيء هو صالح؟ |
| "Chicago güzel,ama sen burada olsaydın daha güzel olacaktı. | Open Subtitles | شيكاغو بلد جميلة ولكنها كانت ستكون أجمل بك |
| Layla, bu çok güzel ama bir kız sadece engel çıkarır. | Open Subtitles | ليلى ، لطيف ولكن لن يؤدي الى فتاة في الحصول على الطريق |
| Anlıyorum, ve bu çok güzel; ama böyle bir şeyi nasıl reddedersin? | Open Subtitles | حسنا , أفهم هذا , وهذا جيد لكن كيف تستطيع أن ترفض فرصة كهذه ؟ |
| Çok güzel ama çizgilerin içinde kalırsan daha güzel görünür. | Open Subtitles | ،هذا جيد لكن لو بقيت بداخل الخطوط ستبدو أجمل |
| İyi güzel ama annen bu çocuğun siyah olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هذا جيد لكن أمك أخبرتني أن هذا الفتى أسود |
| Teşekkür ederim. Çok güzel ama kabul edemem. | Open Subtitles | شكراً لك , إنها جميلة لكن لا يمكنني قبولها |
| Ülkem güzel ama her şeyin üzerine kan bulanmış gibi. | Open Subtitles | أن بلادي جميلة لكن هناك طبقة غير مرئية من الدماء ملطخة كل شيء. |
| güzel ama çok pahalı değil, çaldığını düşünmez. | Open Subtitles | إنها جميلة لكن ليس غالية جداً، إذاً لن تظن أنك قد سرقتها. |
| Çok güzel ama kendini rahat hissedeceğim sanmıyorum. | Open Subtitles | شيء جميل لكن لا اعتقد انك ستكون مرتاحاً لما لا؟ |
| - Görmek istiyorum! - Güzel, ama yine de istemezsin. | Open Subtitles | لا , اريد رؤيته انه جميل ولكن لاتريدن رؤيته |
| Ne güzel. Ama onu devirebilirim. Devirmeyeceğim ama devirebilirim. | Open Subtitles | هذا رائع, لكن بإمكاني المرور من خلالها, لن أفعل لكني استطيع |
| Tamam, sesi güzel ama şarkı aynı değil. | Open Subtitles | حسنا ، تبدو جيدة لديه صوت رائع ولكن هذه ليست نفس الأغنية أعنى أنه غيرها كلها |
| güzel ama şişmanlamaya başladı. | Open Subtitles | نعم, إنها جميلة ولكنها بدأت تصبح سمينة قليلاً |
| Oh, yani, severlerse güzel ama, az önce saydığın tüm kurallar... | Open Subtitles | انا اقصد ,اذا احبوني هذا لطيف ولكن كل هذه القواعد التي كتبتها لي ,انا انا |
| Bakın,çok güzel,çok güzel ama hemen nihai sonuca varmayalım. | Open Subtitles | إسمعوا ، هذا جيد ولكن من فضلكم دعونا لا نقوم بالإستنتاجات |
| Ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel. ama aynı zamanda bu yitim bölgelerinden birinin üstüne oturuyor. | TED | وبطبيعة الحال أجبتهم بنعم، لأنني أعني أن كوستاريكا جميلة. ولكن أيضًا بسبب أنها تقع أعلى واحدة من تلك المناطق الخفيضة. |
| güzel ama, değil mi? | Open Subtitles | ولكنني أظنه رائعًا,أليس كذلك؟ |
| Sevgili lider, bu güzel ama ya canavar kaçar ve bulamazsak? | Open Subtitles | أيها القائد، هذا جيد و لكن كيف ستغرق الوحش و أنت لم تجده؟ |
| Devriye de çok güzel ama işin devamını getiremiyoruz. | Open Subtitles | الدورية الأمنية جيدة لكن لا يوجد شيء يمكن تتبعه مكالمات وبلاغات والتحرك |