güzel bir evde anne ve babasıyla yaşayan bir kız hakkında. | Open Subtitles | عن فتاة كانت تعيش مع والدتها ووالدها في منزل جميل |
Bana "bir gün güzel bir evde yaşayabilelim diye." derdi. | Open Subtitles | .. وكان يردّ قائلاً "حتى نعيش ذات يوم في منزل جميل" |
Dinle bak, güzel bir evde yaşıyorum. | Open Subtitles | اسمع، أنا أعيش في منزل جميل. |
Her neyse çok uzun zaman önceydi bu ve bizler gerçekten böylesine güzel bir evde yaşadığımız için minnettarız. | Open Subtitles | على أي حال، لقد كان قبل فترة طويلة، ونحن شاكرون للوضع حقاً وحسب أن نعيش في بيت جميل مثله. |
Şehir dışında güzel bir evde emekliliğini geçirirsin. | Open Subtitles | وتتقاعد في بيت جميل في اي مكان بالبلاد |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
Lorelei güzel bir evde büyüdü. | Open Subtitles | لقد ترعرت في منزل جميل. |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
Geniş pencere ve verandalı güzel bir evde yaşamak istiyor. | Open Subtitles | العيش فى منزل جميل مع نوافذ واسعة وعريضة ومصابيح |