Onun güzelliğiyle kıyaslanacak başka çingene bulamazdın. | Open Subtitles | لم تكن هناك غجرية اخرى تنافس روعة جمالها |
Soğuk ve sert. ama güzelliğiyle kalbini delip geçebilir. | Open Subtitles | باردة وجافة كما يقول البعض لكن جمالها يمكن أن يُشرح صدركِ. |
Kederi karşısındaki asil duruşunun uyandırdığı "vasıfları güzelliğiyle eş değerde bir kadın" izlenimi ...beni etkilemişti. | Open Subtitles | ... شموخها في أسوأ لحظات حزنها ... أبهرني بالشعور أنها كانت إمرأة مكانتها تصارع جمالها |
Majesteleri, Kontes Erzsebet Bathory solmayan güzelliğiyle efsane olan kadın. | Open Subtitles | جلالة الكونتيسة "ايرجيبيت باثورى" والتى أصبح جمالها الدائم غير الفانى أسطورة |
Azize Cecilia güzelliğiyle tanınırdı. | Open Subtitles | القديسة سيسيليا كانت معروفة بجمالها |
Olağanüstü güzelliğiyle ünlüydü. | Open Subtitles | كانت تشتهر بجمالها الخارق |
Bu tuhaf sessizlik anında geriye kalan tek şey... sanatı, tutkusu ve güzelliğiyle hayatımı değiştiren kız, Peyton'du. | Open Subtitles | ومابقي في ذلك الصمت الغريب المكبوت كان (بيتون) فقط الفتاةُ التي غيرت حياتي بفنها و عاطفتها و جمالها |
güzelliğiyle seni kandırmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدع جمالها يخدعك |
Tüm güzelliğiyle karşımızda duruyor. | Open Subtitles | هاهي تكمن في وسط كل جمالها. |
Olağanüstü güzelliğiyle ünlüydü. | Open Subtitles | كانت تشتهر بجمالها الخارق |
güzelliğiyle sahneyi pekiştirdi. | Open Subtitles | لقد أبهرت الحضور بجمالها |