Ya eğer Constance'ın öldürülmesi Gale'i hedef alan bir olaysa? | Open Subtitles | ماذا إذا كان قتل كونستانس وسيلة فقط للوصول إلى غايل |
Asıl plan büyük ihtimalle Dusty'nin kaseti Gale'in infazından sonra ortaya çıkarmasıydı. | Open Subtitles | تعرف، الخطّة الأصلية كانت من المحتمل لداستي لإصدار الشريط بعد إدانه غايل |
Gelin, Monsieur Gale, yan odaya geçelim, oradaki sandalyeye oturun lütfen. | Open Subtitles | تعال يا سيد "غايل ". و أرح نفسك على هذا الكرسي |
- Sanırım, Monsieur Gale, bu suçun başlayışındaki gerçeği, daha da ilginç bulacaksınız. | Open Subtitles | أعتقد انك سترى يا سيد "غايل" أن البداية الحقيقية للجريمة كانت ساحرة أكثر |
Yüksek Mahkeme eski felsefe profesörü David Gale'in Cuma günkü infazını durdurmayı reddetti. | Open Subtitles | في روايه متعلقه رفضت المحكمة العليا أيضا إيقاف إعدام يوم الجمعة لأستاذ الفلسفة دايفيد غايل |
Gale, 1994 yılında Austin Üniversitesi'nden meslektaşı olan Constance Harraway'e tecavüz ve cinayet suçundan giydiği hükmün yeniden gözden geçirilmesini istemişti. | Open Subtitles | أراد غايل مراجعه إعترافه بالجريمه لعام 1994 للإغتصاب والقتل لزميلته في جامعه اوستن كونستانس هاراواي |
Gale'in cezasını durdurmayacaklarmış. Şu anda televizyonda. | Open Subtitles | لن يوقفوا إعدام غايل إنه على التلفزيون الآن. |
Savunma avukatları, Gale'in ölüm cezasına karşı girişmiş olduğu eylemlerin Teksas adalet sistemiyle haksız yere uğraştığı iddiasını tartışmayı umuyorlardı. | Open Subtitles | أن نشاط غايل السابق ضدّ حكم الإعدام أدى إلى إنحياز نظام تكساس القضائي |
Gale'in DNA'ları her yerdeydi. Menisi kadının içindeydi. | Open Subtitles | سائل غايل المنوي كان في كل مكان السائل المنوي كان داخلها |
Onunla ölüm cezaları hakkında tartışacak olan kişi DeathWatch'ın bölge yöneticilerinden Profesör David Gale. | Open Subtitles | مع الحاكم هاردن ومجادلة حكم الإعدام معه مدير ديثواتش المشارك الإقليمي الأستاذ دايفيد غايل |
Sen otoriteleri suçlamaya halka David Gale'in iktidarda olanlardan daha zeki olduğunu kanıtlamaya o kadar heveslisin ki olan DeathWatch'a oluyor. | Open Subtitles | -يعني أن المراقب يعاني لأنه أنت متلهّف جدا إلى سلطة الإصبع للإثبات علنا أن دايفيد غايل أذكى بكثير من السلطات المفترضة |
Gale onun ellerini kelepçelemiş ve ağzını bantlamış. | Open Subtitles | رجل أخذ القياسات رآها من خلال الباب غايل قيدها ألصق فمها |
Midesindeymiş dostum. Gale kafasına torba geçirmeden önce ona yutturmuş. Bu en çarpıcı bölümüydü. | Open Subtitles | كان في معدتها، يا رجل جعلها غايل تبلعه قبل أن يضع الكيس |
Pekala Bay Gale Radio Shed yöneticisi olarak başarılı olmanızı sağlayacağını düşündüğünüz üç özelliğinizi söyleyin bana. | Open Subtitles | إذا سيد غايل أخبرني بثلاثة ميزات شخصية تشعر أنها موجودة فيك |
Gale oralarda yok değil mi? Hayır. Güzel. | Open Subtitles | أوه، نسيت تقريبا غايل ليس هنا، أليس كذلك؟ |
Diyelim ki Gale gerçeği söylüyor ve aşağılık biri mükemmel bir cinayet hazırlayarak ona tuzak kurdu. | Open Subtitles | حسنا. دعنا فقط نقول أن غايل يقول الحقيقة لربّما بعض اليمينيين رتبوا لهذه الجريمة الكاملة |
Gale'in son yemeğinin detayları açıklandı. | Open Subtitles | تفاصيل وجبة طعام غايل الأخيرة أصدرت اليوم |
Bloom, kaseti Cuma sabahı Huntsville'de Gale ile son röportajı yaptığı dönemde kaldığı bir motelde bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | بلوم ذكرت بأنّها إستلمت الشريط صباح الجمعة في فندق في هانتسفيل حيث كانت تقيم لإجراء مقابلة غايل الأخيرة |
Olayın ironik yanı David Gale yaşamı boyunca yapmaya çalıştığı fakat başaramadığı şeyi, farkında olmadan ölümünde yaptı. | Open Subtitles | بالطبع، السخرية النهائية هي دايفيد غايل الرجل الذي أصبح شهيد غير متعمّد قد ينجز في موته الذي عمل من أجله |
24 kişiyiz Gale, sadece birimiz sağ çıkacak. | Open Subtitles | هناك 24 متسابق يا غايل و واحد فقط يخرج حيّا |