Bir milyon dolar, beş milyar doları garantiye almak için çok değil. | Open Subtitles | أعتقد أن مليون دولار ليست كثيرة لضمان عدم خسارة 5 مليارات |
İçimde yaptığımız pazarlığa uymayacakmışsın diye bir his olduğundan kendimi garantiye almak için ufak bir politika değişikliğine gittim. | Open Subtitles | هل تعلم ؟ عرفت بانك لن تتقيد بجزءك من الاتفاقيه لهذا اخذتها لضمان التنفيذ |
İçimde yaptığımız pazarlığa uymayacakmışsın diye bir his olduğundan kendimi garantiye almak için ufak bir politika değişikliğine gittim. | Open Subtitles | هل تعلم ؟ عرفت بانك لن تتقيد بجزءك من الاتفاقيه لهذا اخذتها لضمان التنفيذ |
Daha önce hiçbir çelik yelek güvenliğinizi garantiye almak için her Amerikalının güvenliğini ve özgürlüğünü garantiye alacak kadar sağlam tasarlanmamıştı. | Open Subtitles | لم يكن هناك درع حماية للجسم افضل لحماية سلامتك كما انتم تضمنون سلامة وحرية |
Daha önce hiçbir çelik yelek güvenliğinizi garantiye almak için her Amerikalının güvenliğini ve özgürlüğünü garantiye alacak kadar sağlam tasarlanmamıştı. | Open Subtitles | لم يكن هناك درع حماية للجسم افضل لحماية سلامتك كما انتم تضمنون سلامة وحرية |
Adam bankadan gelecek krediyi garantiye almak için iç çamaşırına kadar her şeyini ipotek etmiş. | Open Subtitles | لقد كنت محق بشأن موريس لقد رهن كل ما يملك لتأمين قرض البنك |
Doğum hareketi altındaki talimatlarımız mümkün mertebe insan ırkının devamlılığını garantiye almak için. | Open Subtitles | ولايتنا بموجب قانون الخصوبة هي لضمان استمرارية الجنس البشري |
Mafyanın işinin tıkır tıkır yürüdüğünü garantiye almak için yozlaşmış politikacılar ve kanun güçleriyle bağlantılarını kullanırdı. | Open Subtitles | باستخدام علاقاته مع السياسيين الفاسدين والقانونيين لضمان أعمال العصابات تدار على نحو سلس |
Bunu bir koz olarak, ne zaman ihtiyacın olduğunda yardımı alabilmeyi garantiye almak için kullandın. | Open Subtitles | إستغليت هذا ليكون لك نفوذ علي لتقبضه فوق رأسي كوسيلة لضمان مساعدتي في أي وقت تقرر أنك بحاجتي |
Fakat, diğer yandan, eğer uyuşturucu almaya niyetliyseniz, uyuşturucunun kalitesini ve saflığını belli ölçüde garantiye almak için oldukça makul ve iyi bir yol. Ki eğer uyuşturucu alacaksanız, bu oldukça önemlidir. | TED | ولكن من ناحية أخرى، إن كنت تنوي تعاطي المخدرات، فلديك طريقة معقولة وملائمة لضمان الحصول على مستوى معين من النقاء والجودة. وهو أمرٌ مهم لمن يتعاطى المخدرات. |
En iyi rüzgâr sörfçüsü olmasını garantiye almak için kullandığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول انه لضمان يصبح أفضل طائرة شراعية. |
Çaresizce bir girişimle, son kurban olmalarını garantiye almak için korkunç bir güce sahip gizli bir silah yapmışlardı. | Open Subtitles | في محاولة يائسة لضمان أنهم سيكونوا آخر الضحايا... صنعوا سلاح سري بقوة وخيفة. |
Halkımıza yer açmak ve onların hayatta kalmasını garantiye almak için.. ...bazı prensiplerimden fedakarlıkta bulunmak zorunda kalacaktım. | Open Subtitles | و أنّ إيجاد متّسعٍ لقومنا هنا لضمان نجاتهم سيُلزمني أن ... |
Romalılar buna "vastatio" derdi. Toprağın fethini garantiye almak için yapılan büyük bir yıkım. | Open Subtitles | الرومان يدعونه "فوستاشيا"، بمعنى الدمار الشامل لأرض ما لضمان خنوعها. |
Adam bankadan gelecek krediyi garantiye almak için iç çamaşırına kadar her şeyini ipotek etmiş. | Open Subtitles | لقد كنت محق بشأن موريس لقد رهن كل ما يملك |