Sadece bu gariban kıza karşı nazik olmamız gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | فقط كنت أقترح أن نعامل هذه الفتاة الفقيرة بلطف |
Ne zaman bir gariban geçecek olsa, onu enselemek için oradalar. | Open Subtitles | عندما تحاول بعض الجموع الفقيرة الهرب نحو الحريّة |
Onunla karşılaştırılınca, firavunların lahitleri, gariban mezarı gibi kalır sultanların serveti, bir yemek parasından öteye geçemez. | Open Subtitles | قَارن إلى هذا , فرعون المقبرة , مقفبرة فقيرة. ثروة السلطان لا شيء سوى أموال العشاء. |
- Evet ama onun gariban ailesi var. - Öyle ki, ailenin karnını doyuramıyorlar. | Open Subtitles | صحيح، لكنّها تنتمي إلى عائلة فقيرة هم لا يُطيقون تحمّل وليمة للقرية بأسرها |
Yolunu kaybetmiş gariban kuzularız biz. | Open Subtitles | نحن الحملان الصغيرة الفقيرة التي ضلت طريقها |
Anlamı şu ki gariban Karayipler dünyanın en gelişmiş ülkesinin ekonomisine katkı sağlıyor. | Open Subtitles | أن هذه الجزيرة الكاريبيّة الفقيرة تساعد في دعم اقتصاد... أكثر دولة متطورة في العالم |
Ölürsem gariban anama benden başka bakacak kimse yok. | Open Subtitles | ... إذا أصبحت عاجزاً لن يرعى والدتي الفقيرة أحد |
- Bu kız gariban. - 1000 dolar istiyorum. | Open Subtitles | إنها فتاة فقيرة ...و لا يمكنها تحمل تكاليف |