Atletin yaptığının aynısını görünürde hiç gayret sarfetmeden bir makineye nasıl yaptırabiliriz? | TED | كيف يمكننا جعل آلة تقوم بما يقوم به رياضي من دون بذل جهد باد؟ |
Hiçbir şey sabah yürüyüşü gibi, küçük bir gayret daha fazla konuşabilmek için. | Open Subtitles | لا شيء مثل المشي في الصباح، تستفيد الكثير من جهد قليل |
Birisini 40 defa bıçaklamak, zaman, gayret ve kararlılık ister ve bu da geçmişinde yaşadığı bir travmayı belirtir. | Open Subtitles | الوقت و الجهد اللازمين لطعن شخص 40 مرة ذلك يتطلب إصرار من النوع الذي يشير لشخص تأثر بصدمة سابقة |
Bir annenin, çok sevdiği oğlunu kurtarmak için gösterdiği sıra dışı bir gayret. | Open Subtitles | انه الجهد الغير عادي لأم تحب ابنها وتحاول إنقاذه. |
Epey zaman ve gayret gerekti ama şimdi iyi arkadaşlarım var. | Open Subtitles | هذا يأخذ وقتا و بعض المجهود ، لكنى لدى الآن حلقة ظريفة من الأصدقاء |
Bazen dış görünüşün konusunda biraz daha gayret gösterebilirmişsin gibi geliyor. | Open Subtitles | أنه مجرد أحياناً أشعر أنك لا تعطي جهداً أكبر على مظهرك |
Kitabın ruhuna sadık kalmak için gayret gösterilmiştir. | Open Subtitles | "وبجهد صادق للمحافظة على روح الكتاب" |
Neyse, bence bundan sonra ikimiz de diğer kişinin sevdiği şeyleri sevmeye gayret göstermeliyiz. | Open Subtitles | على اى حال , الان انا افكر ان نبذل مجهوداً لكى نحب الاشياء التى يحبها الاخر |
İnsanlar beyinlerinin %10'unu kullanırlar! Biraz ekstra için gayret etmelisin! | Open Subtitles | يستخدم البشر 10 بالمئة فقط من إمكانيتهم عليك بلوغ القطار ببذل مجهود أكبر. |
Gerçekten bir şey olursa beni korumak için gayret göstereceğine de inanıyorum. | Open Subtitles | وأنا كذلك أعتقد أنك ستبذل جهدك لحمايتي إذا ما حدث أي شيء |
Hayır. gayret'le konuştum. Çok umutlu değildi. | Open Subtitles | .كلا. لقد تحاورت مع خيرت ولم تكن شديدة التفاؤل |
Kilise, ilerlemeden önce her türlü medikal ya da psikolojik açıklamanın ihtimal dışı olduğundan emin olmaya gayret ediyor. | Open Subtitles | إن الكنيسة تتكبد آلاماً عظيمة لكي تضمن... أن كل تفسير طبي أو نفسي منطقي... يمكن استبعاده قبل المضي قدماً. |
Ha gayret aslanlarım. | Open Subtitles | أعملوا بقوة,أيها الأسود |
Beden yapısı uzun, zarif ve muazzam bir dayanıklılık ve gayret kapasitesine sahiptir. | Open Subtitles | طويل القامة ورشيق ، وقادر على تحمّل الصعاب وبذل جهد كبير |
Ayrıca dobişkolar minnettar oldukları için daha çok gayret sarf ediyorlar. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن السمناء رائعون إنهم عادةً يحاولون بكلّ جهد.. |
gayret göster. gayret göster Philips. Hadi. | Open Subtitles | هيا المزيد من الجهد المزيد من الجهد، فيليبس هيا |
İnsanlar zeplini tekrar bağlayıp, sürüklenmesini engellmek için son bir gayret gösteriyorlar. | Open Subtitles | لقد تم بذل بعض الجهد الاخير اليائس لتقييد المنطاد وابقاءه من الانجراف بعيدا |
Eğer gayret gösterip buraya gelirsen, ...özür dilemenden daha çok mutlu olacağını söylemişti. | Open Subtitles | قالت، إن بذلتَ المجهود وجئتَ إليها ستكون أكثر من سعيدة لتعتذر إليكَ. |
Benim düşüncelerimle ilgileneceğin yerde Anna'nın düşüncelerini anlamak için daha çok gayret sarf etmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب عليك أن تبذل جهداً أكبر في فهم أفكار اّنا ,أكثر من أن تكون مهتماً بمعرفة أفكاري |
Kitabın ruhuna sadık kalmak için gayret gösterilmiştir. | Open Subtitles | "وبجهد صادق للمحافظة على روح الكتاب" |
Kolay bir şey değil. Ama çok gayret gösteriyoruz. | Open Subtitles | أعني، تعلمون، فليس من السهل لكن علينا أن نبذل الوقت. |
Hayır. Benim suçum. Biraz daha gayret etmeliydim. | Open Subtitles | لا، هراء، إنها غلطتي، كان عليَّ بذل مجهود أكبر معها. |
Yeniden yapılandırmak içi gayret... | Open Subtitles | " .. يجب أن أجتهد للغاية لإعادة بناء" |