"gazetecilik" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصحافة
        
    • الصحفية
        
    • صحفي
        
    • الصحفي
        
    • للصحافة
        
    • صحفية
        
    • الصحافه
        
    • بالصحافة
        
    • كصحفي
        
    • الإعلام
        
    • الصحافةِ
        
    • صحافة
        
    • صحافي
        
    • الصحافية
        
    • الصحفى
        
    Bu gazetecilik mesleğinin neden öldüğü açıklıyor. İzin verir misiniz? Open Subtitles هذا يلخص لما الصحافة ميتة الان , هل تمانع ؟
    Yalan haber sadece gazetecilik için kötü değil. TED الأخبار الزائفة لا تؤثر سلباً على الصحافة فحسب.
    gazetecilik suç değildir, iletişim suç değildir ve günlük faaliyetlerimiz birileri tarafından izlenmemeli. TED الصحافة ليست جريمة الإتصال ليس جريمة ونحن لا يجب أن نراقب في نشاطاتنا اليومية.
    Şirin olduğunu düşündüm. Araştırmacı gazetecilik yapmak ister misin dedim. Open Subtitles ظننته لطيفاً وسألته إذا كان يريد القيام ببعض التحقيقات الصحفية
    İyi gazetecilik tarafsızlığı hedeflerken, medya önyargısı genellikle kaçınılmazdır. TED في حين أن الصحافة الجيدة تهدف إلى الموضوعية إلا أن تحيز وسائل الإعلام غالبًا لا مفر منه.
    Fakat şunu biliyoruz ki gazetecilik, aktivizm ve kamusal müzakere, radikal söylemi ortadan kaldırma adına susturuluyor. TED لكننا نعلم بأن الصحافة, النشاط والمناظرات العامة يتم إسكاته في جهد للقضاء على خطاب التطرف
    Neyse ki gazetecilik o zamandan beri gelişti. TED والشكر لله أن الصحافة تحسنت منذ ذلك الوقت.
    gazetecilik, daha önemli bir sorunun cevabıydı: Toplum nasıl haberdar edilir? TED الصحافة كانت الإجابة لسؤال أكثر أهمية، الذي هو، كيف يمكن إعلام المجتمع ؟
    gazetecilik, insanların doğal cömertlik duyguları için bir kanal oluşturmuş ve okuyucular yanıt vermişti. TED وفّرت الصحافة القناة لشعور الناس الطبيعي بالكرم، وقد أستجاب القُراء.
    Söylesene, şu gazetecilik okulunda size ne öğretiyorlar, reklamcılık mı? Open Subtitles ما الذي تعلمته في مدرسة الصحافة والإعلان ؟
    Düzmece, belden aşağı gazetecilik. İşte yaptığın bu. Open Subtitles الزيف ، والضرب من تحت الحزام فى مجال الصحافة ، هكذا لا يكون الأمر
    Ama Washington Post'un yaptığı adi gazetecilik örneğine hiç saygım yok. Open Subtitles و لكني لا أحترم هذا النوع من الصحافة هذا النوع من الصحافة الرثة الذي تمارسه الواشنطون بوست
    Hep şu gazetecilik dalgasıyla üste çıkıyorsun. Open Subtitles عليك ان تغير و تبتعد عن الصحافة انها هراء, اتعرف ذلك؟
    gazetecilik oynayarak yaşamaya devam etmekse niyetin bir daha asla çıkma karşıma. Open Subtitles ان اردتي الاستمرار بالعيش و لعب دور الصحفية لا تظهري ابدا امامي
    Meksika'da doğdum ama hayatımın yarısından çoğu ABD'de gazetecilik yaparak geçti, kendisi de göçmenler tarafından oluşturulmuş bir ülke. TED ولدت في المكسيك قضيت أكثر من نصف حياتي أعمل صحفي في أمريكا، دولةٌ أنشأها المهاجرون.
    CH: Soruşturmacı gazetecilik içeren bir algoritma CA: Nasıl yaparlar gerçekten bilmiyorum, ama bir şekilde, yani -- saçmalıkları filtreleyin! TED كريس: خوارزمية تتضمن التحقق الصحفي ـ ـ كريستيان: لا أعرف كيف سيفعلون ذلك ولكن بطريقة ما، تنقيح كل الكذب والهراء!
    Morley Safer gazetecilik Okulu'nun "Kendin Yap Kendin Kur" okulu olmasına izin vermeyin. Open Subtitles لا تسمحوا لجامعة مورلي سيفر للصحافة أن تتحول إلى جامعة هوم ديبو للصحافة
    Daha önce fark etmediğime şaşırdım. gazetecilik içgüdüm işe yaramamış. Open Subtitles يفاجئني عدم ملاحظتي هذا من قبل يالها من غريزة صحفية
    Konu özel yaşamı olunca Bayan Taylor Knox kalesi gibi anlıyorum ama gazetecilik oturup, birinin sana gerçeği vermesini beklemek değildir. Open Subtitles أَفهم السيدة تايلور مثل حصن نوكس عندما يتعلق الأمر بحياتها الخاصة ولكن الصحافه لا يستريحو في انتظار شخص ما ليسلمهم الحقيقه
    - Basın haklarının arkasına saklanma! Yaptığın, gazetecilik değil. Kalabalık içinde "yangın var" diye bağırıyorsun. Open Subtitles لا تتذرعى بحرية الصحافة ، كل ما تفعلينه بالصحافة هو الصراخ على ملأ مزدحم
    Uzun gazetecilik kariyerinizde insanların çoğunlukla iyi olduğunu söyleyebilir misiniz? Open Subtitles بخبرتك الطويلة كصحفي أتعتقد أن هؤلاء الناس في الأغلب طيبين؟
    Muhabir olmak için ya gazetecilik okursun ya da bir şeyleri kovalarsın. Open Subtitles تصبحين مراسلة لأنكِ التحقت بكلية الإعلام أو لأنكِ صعدتِ السلم من أوله
    Bir haber fotoğrafçılığı dersi var, sadece gazetecilik öğrencileri içinmiş. Open Subtitles حَسناً، يَرى، هناك هذا، um، صنف صحافة تصويريةِ، لَكنَّهم قالوا بأنّه وحيدُ لبالغي الصحافةِ.
    Kötü gazetecilik olmadığını ancak bilinçli bir yanlış bilgilendirme olduğunu ispatladık. TED لقد أثبتنا أنها ليست صحافة سيئة؛ إنه فعل متعمد لنشر المعلومات الخاطئة.
    Korktuğum için gazetecilik yapamazsam bu hem benim hem de gazetecilik için en kötüsü olacak. Open Subtitles لأن ذلك سيكون اهانة لي وللصحافة، لو شعرت بالخوف أنا أو أي صحافي آخر.
    Çok güzel yazılmış bir hikaye ve uzun zaman sonra yapılmış en iyi araştırmacı gazetecilik örneklerinden biri. Open Subtitles هذه قصة جميلة وأحد أجمل التحقيقات الصحافية منذ مدة طويلة
    Günün birinde, o hıyar, bu gazetecilik öğrencisine... Open Subtitles يوما ما ذلك المغفل سيعطي ذلك الصحفى المبتدىء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more