| Bu gazetecilik mesleğinin neden öldüğü açıklıyor. İzin verir misiniz? | Open Subtitles | هذا يلخص لما الصحافة ميتة الان , هل تمانع ؟ |
| Yalan haber sadece gazetecilik için kötü değil. | TED | الأخبار الزائفة لا تؤثر سلباً على الصحافة فحسب. |
| gazetecilik suç değildir, iletişim suç değildir ve günlük faaliyetlerimiz birileri tarafından izlenmemeli. | TED | الصحافة ليست جريمة الإتصال ليس جريمة ونحن لا يجب أن نراقب في نشاطاتنا اليومية. |
| Şirin olduğunu düşündüm. Araştırmacı gazetecilik yapmak ister misin dedim. | Open Subtitles | ظننته لطيفاً وسألته إذا كان يريد القيام ببعض التحقيقات الصحفية |
| İyi gazetecilik tarafsızlığı hedeflerken, medya önyargısı genellikle kaçınılmazdır. | TED | في حين أن الصحافة الجيدة تهدف إلى الموضوعية إلا أن تحيز وسائل الإعلام غالبًا لا مفر منه. |
| Fakat şunu biliyoruz ki gazetecilik, aktivizm ve kamusal müzakere, radikal söylemi ortadan kaldırma adına susturuluyor. | TED | لكننا نعلم بأن الصحافة, النشاط والمناظرات العامة يتم إسكاته في جهد للقضاء على خطاب التطرف |
| Neyse ki gazetecilik o zamandan beri gelişti. | TED | والشكر لله أن الصحافة تحسنت منذ ذلك الوقت. |
| gazetecilik, daha önemli bir sorunun cevabıydı: Toplum nasıl haberdar edilir? | TED | الصحافة كانت الإجابة لسؤال أكثر أهمية، الذي هو، كيف يمكن إعلام المجتمع ؟ |
| gazetecilik, insanların doğal cömertlik duyguları için bir kanal oluşturmuş ve okuyucular yanıt vermişti. | TED | وفّرت الصحافة القناة لشعور الناس الطبيعي بالكرم، وقد أستجاب القُراء. |
| Söylesene, şu gazetecilik okulunda size ne öğretiyorlar, reklamcılık mı? | Open Subtitles | ما الذي تعلمته في مدرسة الصحافة والإعلان ؟ |
| Düzmece, belden aşağı gazetecilik. İşte yaptığın bu. | Open Subtitles | الزيف ، والضرب من تحت الحزام فى مجال الصحافة ، هكذا لا يكون الأمر |
| Ama Washington Post'un yaptığı adi gazetecilik örneğine hiç saygım yok. | Open Subtitles | و لكني لا أحترم هذا النوع من الصحافة هذا النوع من الصحافة الرثة الذي تمارسه الواشنطون بوست |
| Hep şu gazetecilik dalgasıyla üste çıkıyorsun. | Open Subtitles | عليك ان تغير و تبتعد عن الصحافة انها هراء, اتعرف ذلك؟ |
| gazetecilik oynayarak yaşamaya devam etmekse niyetin bir daha asla çıkma karşıma. | Open Subtitles | ان اردتي الاستمرار بالعيش و لعب دور الصحفية لا تظهري ابدا امامي |
| Meksika'da doğdum ama hayatımın yarısından çoğu ABD'de gazetecilik yaparak geçti, kendisi de göçmenler tarafından oluşturulmuş bir ülke. | TED | ولدت في المكسيك قضيت أكثر من نصف حياتي أعمل صحفي في أمريكا، دولةٌ أنشأها المهاجرون. |
| CH: Soruşturmacı gazetecilik içeren bir algoritma CA: Nasıl yaparlar gerçekten bilmiyorum, ama bir şekilde, yani -- saçmalıkları filtreleyin! | TED | كريس: خوارزمية تتضمن التحقق الصحفي ـ ـ كريستيان: لا أعرف كيف سيفعلون ذلك ولكن بطريقة ما، تنقيح كل الكذب والهراء! |
| Morley Safer gazetecilik Okulu'nun "Kendin Yap Kendin Kur" okulu olmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | لا تسمحوا لجامعة مورلي سيفر للصحافة أن تتحول إلى جامعة هوم ديبو للصحافة |
| Daha önce fark etmediğime şaşırdım. gazetecilik içgüdüm işe yaramamış. | Open Subtitles | يفاجئني عدم ملاحظتي هذا من قبل يالها من غريزة صحفية |
| Konu özel yaşamı olunca Bayan Taylor Knox kalesi gibi anlıyorum ama gazetecilik oturup, birinin sana gerçeği vermesini beklemek değildir. | Open Subtitles | أَفهم السيدة تايلور مثل حصن نوكس عندما يتعلق الأمر بحياتها الخاصة ولكن الصحافه لا يستريحو في انتظار شخص ما ليسلمهم الحقيقه |
| - Basın haklarının arkasına saklanma! Yaptığın, gazetecilik değil. Kalabalık içinde "yangın var" diye bağırıyorsun. | Open Subtitles | لا تتذرعى بحرية الصحافة ، كل ما تفعلينه بالصحافة هو الصراخ على ملأ مزدحم |
| Uzun gazetecilik kariyerinizde insanların çoğunlukla iyi olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | بخبرتك الطويلة كصحفي أتعتقد أن هؤلاء الناس في الأغلب طيبين؟ |
| Muhabir olmak için ya gazetecilik okursun ya da bir şeyleri kovalarsın. | Open Subtitles | تصبحين مراسلة لأنكِ التحقت بكلية الإعلام أو لأنكِ صعدتِ السلم من أوله |
| Bir haber fotoğrafçılığı dersi var, sadece gazetecilik öğrencileri içinmiş. | Open Subtitles | حَسناً، يَرى، هناك هذا، um، صنف صحافة تصويريةِ، لَكنَّهم قالوا بأنّه وحيدُ لبالغي الصحافةِ. |
| Kötü gazetecilik olmadığını ancak bilinçli bir yanlış bilgilendirme olduğunu ispatladık. | TED | لقد أثبتنا أنها ليست صحافة سيئة؛ إنه فعل متعمد لنشر المعلومات الخاطئة. |
| Korktuğum için gazetecilik yapamazsam bu hem benim hem de gazetecilik için en kötüsü olacak. | Open Subtitles | لأن ذلك سيكون اهانة لي وللصحافة، لو شعرت بالخوف أنا أو أي صحافي آخر. |
| Çok güzel yazılmış bir hikaye ve uzun zaman sonra yapılmış en iyi araştırmacı gazetecilik örneklerinden biri. | Open Subtitles | هذه قصة جميلة وأحد أجمل التحقيقات الصحافية منذ مدة طويلة |
| Günün birinde, o hıyar, bu gazetecilik öğrencisine... | Open Subtitles | يوما ما ذلك المغفل سيعطي ذلك الصحفى المبتدىء |