"gazze'deki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في غزة
        
    Gazze'deki kadınların hayatına daha çok dikkat etmeye başladım. TED بدأت اهتم أكثر بملاحظة حياة المرأة في غزة.
    Gazze'deki işim, Gazze'de olan biteni anlatmak için yurduma gelen gazetecilerin işlerini tertip etmek. TED عملي في غزة هو ترتيب كل شيء للصحفيين الذين يأتون إلى وطني لنيقلوا الأخبار والقصص التي تحدث في غزة.
    Gazze'deki ilk iş bitirici kadın olduğumdan dolayı gururluyum. TED وأنا فخورة لأني أول منسقة صحفية تعمل في غزة.
    Ephra Stein'ın eğitim vakfı aracılığıyla Gazze'deki bir enstitüye aktarılmış. Open Subtitles تم ارسالها خلال جمعية افرا شتاين التعليمية الى معهد في غزة
    Gazze'deki kadının hayatına dair algı pasiftir. TED مفهوم حياة المرأه في غزة سلبي.
    Bizim vizyonumuz, aslında Gazze'deki herkesin vizyonu... -burada memleketimi temsil ettiğim için çok imtiyazlı hissediyorum- gelecekte güzel bir yaşama sahip olmaktır. TED رؤيتنا، أو دعوني أقول رؤية كل إنسان في غزة... الذين أفخر بتمثيلهم... رؤيتهم هي امتلاك حياة كريمة وامتلاك مستقبل.
    Gazze'deki projelere ne zaman para desteği sağlamaya başladık? - Sağlamadık. Open Subtitles حسناً متى نبدأ في تأسيس مشاريع في غزة
    Subjelerime ulaşabilmem için gereken yazışmaları, araştırmayı ve telefon görüşmelerini içeriyor. Ki benim subjelerim Gazze'deki Hamas liderlerinden Batı Virginia'daki mağarasında kış uykusuna yatmış bir ayıya kadar çeşitlilik gösteriyor. TED أنها تحتوي على حملة كتابة رسائل، بحوث ومكالمات هاتفية للوصول إلى موضوعاتي التي يمكن أن تتراوح من قادة حماس في غزة إلى دب السبات السوداء في كهفه في غرب فيرجينيا .
    Biz buraya Gazze'deki kardeşlerimize yardıma geldik. Open Subtitles "لقد جئنا هنا لمساعدة إخواننا في"غزة
    Nehia'nın hikayesini kaçırıyoruz, bir sonraki gün ateşkes olmayacağından, geçen yılın savaşın kısacık ateşkes anında evinden çıkıp, tüm unu toplayıp tüm komşularına yetecek kadar ekmek pişiren Gazze'deki Filistinli kadın. TED نحن لم نرى قصة نهيا ، سيدة فلسطينية في غزة والتي في اللحظة التي بدأ فيها وقف إطلاق النار في العام الماضي ، خرجت من منزلها ، قامت بتجميع كل الدقيق وخبزت كماً كبيراً من الخبز لتوزعه على جيرانها ، في حال لن يتوقف إطلاق النار في اليوم التالي .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more