Ben giderken saat 10:15'ti. geç kalmıştım zaten. | Open Subtitles | كانت العاشرة والربع عندما ذهبت لقد كنت متأخر |
Ben de komisyoncumla görüşmeme geç kalmıştım. 14:30 gibi ayrıldım. | Open Subtitles | كلا ، بحلول ذلك الوقت ، كنت متأخراً عن مقابلة وسيطي ، لذا غادرتُ ، الساعة الـ 2: |
Rasheed üzerindeki etkilerini yok etmeye uğraştım ama çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | حاولت أن اخلص رشيد من سيطرتهم لكن كان الاوان قد فات |
Geri dönüp kaçmak istedim ama geç kalmıştım, çünkü yönetmen "motor" dedi. | Open Subtitles | أردت الهرب و لكن الوقت كان متأخراً لأن المخرج أعلن عن بدء التصوير |
Kaçmana yardım etmeye çalışıyordum ama çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت مُساعدتك في الهرب ولكني كنت متأخرة. |
Ormandan geldiğim için geç kalmıştım. | Open Subtitles | أنا تأخرت بسبب أني جئت من خلال الغابة |
Bir kez zaman yönetimi üzerine konuşmama geç kalmıştım. | TED | تأخرتُ في إحدى المرات عن محادثة خاصة بي حول تنظيم الوقت. |
Dün ofisimden aceleyle çıktım çünkü Oscar de la Renta ile bir şeyler içmeye geç kalmıştım. | Open Subtitles | لقد خرجتُ من مكتبي ليلة البارحة لأنّي كنتُ تأخّرتُ عن إحتساء مشروب مع (أوسكار دي لا رنتا). |
Gerçekten. Ofisten çıktığımda yemeğe bile geç kalmıştım. | Open Subtitles | عندما تركت المكتب كنت متأخر عن عشائي |
O'nu kurtarmak için geç kalmıştım. | Open Subtitles | انا كنت متأخر جدا فى أنقاذها |
Seni kurtarmak için çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت متأخر جدا فى انقاذك |
Bir keresinde çok geç kalmıştım. Yine yanı şey olmayacak. | Open Subtitles | لقد كنت متأخراً مرة، ولن أكون كذلك مجدداً |
Geçen sene Emmy ödüllerine geç kalmıştım. | Open Subtitles | كنت متأخراً عن حفل "الإيمي" العام الماضي |
Çok geç kalmıştım! | Open Subtitles | لقد كنت متأخراً كثيراً |
Bir gürültü duydum ama, içeri girdiğimde, geç kalmıştım. | Open Subtitles | لقد سمعت ضجـه، لكـن عندما دخلت، كان الأوان قد فات |
Neler olduğunu fark edene kadar çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | كان الأوان قد فات عندما أدركت ما كان يحدث |
Geri almaya çalıştım ama geç kalmıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أعيدهم لكن هذا كان متأخراً. |
Çok geç kalmıştım. | Open Subtitles | كان متأخراً جداً |
Aslında birşey söylemedim. Derse geç kalmıştım, ve biraz kaçar gibi oldum. | Open Subtitles | ... لم أقل أىّ شيء , كنت متأخرة عن الدرس |
- Ben anlıyorum, üç gün geç kalmıştım ve zaman kazanmaya çalışıyordum ve çok yaklaşmıştım. | Open Subtitles | أنا أفهم معنى ذلك,أنا تأخرت ثلاثة أيام وحاولت أن أعوض هذا التأخير فى الوقت وإقتربت جداَ من... |
O sırada geç kalmıştım çünkü başkasını kurtarıyordum. | Open Subtitles | تأخرتُ حينها لأني كنتُ أنقذ حياة اشخص اخر |
Evet, geç kalmıştım. | Open Subtitles | نعم، تأخّرتُ |