"geç vakte" - Translation from Turkish to Arabic

    • وقت متأخر
        
    • لوقت متأخر
        
    • لوقت متأخّر
        
    • لوقتٍ مُتأخّر
        
    geç vakte kadar çalıştığı için yorgun düşüp uyuya kalmış olabilir. Open Subtitles لقد ظل يعمل حتى وقت متأخر ربما شعر بالتعب وغلبه النوم
    Aslında bu akşam dışarı çıkacağım ve geç vakte kadar gelmeyeceğim. Open Subtitles وإنني بالواقع سوف أخرج الليلة ولن أعود إلاّ في وقت متأخر
    Son tarihi yakın büyük bir grup projeniz olduğunu düşünün. geç vakte kadar çalışıp beyin fırtınası yapıyorsunuz. TED إذاً تخيل أن لديك مجموعة مشروع كبيرة مع مهلة ضيقة وتعملون حتى وقت متأخر وأنتم تناقشون مختلف الأفكار.
    Uyumama izin verdiğin için teşekkürler bebeğim. geç vakte kadar ayaktaydım. Open Subtitles شكراً لسماحكِ لي بالنوم بالداخل يا عزيزتي لقد كنت مستيقظ لوقت متأخر
    Bana ihtiyacın olursa geç vakte kalabilirim. Open Subtitles يمكنني البقاء لوقت متأخّر إن احتجتني.
    Birisinin geç vakte kadar işi olacak. Open Subtitles ويجب على أحد البقاء مُستيقظاً لوقتٍ مُتأخّر.
    Selam Bianca, duyduğuma göre geçen gece geç vakte kadar dışarıda kaldığın için cezalıymışsın. Open Subtitles مرحبا، بيانكا. سمعت ، انك ضبطت بسبب بقاءك خارجً الى وقت متأخر في الليلة الماضية.
    geç vakte kaldın. Tadına bakar mısın? Open Subtitles ،أنت مستيقظ في وقت متأخر أتفكر بتجربة شيء؟
    Saatlerce çalışırlardı, genelde de gece geç vakte sarkıyordu. Open Subtitles كانا يمضيان الكثير من الوقت في التدريب أحيانا حتى وقت متأخر من الليل
    Herkesin arkasını temizlemek için nasıl geç vakte kadar kaldığını anlatırdı. Open Subtitles وأنه سيبقى حتى وقت متأخر ينظف ما خلّفه الجميع
    Piyes geç vakte kadar sürüyordu. Open Subtitles لم تنتهي المسرحية حتى وقت متأخر
    Dün, geç vakte kadar dışarıdaydım. Open Subtitles لقد كنت بالخارج حتى وقت متأخر امس
    - geç vakte kadar yatmadık. Open Subtitles لم نخلد للفراش إلا في وقت متأخر.
    geç vakte kadar kalacaksınız sanıyordum. Open Subtitles إعتقدت أنكم ستعودون في وقت متأخر.
    Cumartesi gecesi geç vakte kadar çalışacam, ama.... Open Subtitles أنا أعمل في وقت متأخر ليلة السبت لكن... .
    geç vakte kadar evde olmam. Open Subtitles لن أصل البيت حتى وقت متأخر
    O yüzden geç vakte kadar ayaktaydım. Open Subtitles لذا ضللت صاحياً حتى وقت متأخر
    Biliyorum geç vakte kadar çalışıyor o yüzden bir uğrayayım dedim. Open Subtitles أعرف , إنها تعمل لوقت متأخر لذلك اعتقدت بأن آتي
    geç vakte kalabilirim. Open Subtitles أقصد، ربما قد أبقى لوقت متأخر ليلا، أيمكننا تحديد موعد آخر؟
    Üzgünüm, yapamam. geç vakte kadar çalışmam gerek. Open Subtitles عذرًا، لا أستطيع، سأبقى لوقت متأخر في العمل في الصحيفة
    Ah, bilirsin, aslında, gerçekten yorgunum... yani muhtemelen geç vakte kadar kadar kalmayacağım dışarda. Open Subtitles تعرف، في الحقيقة، أنا متعب جدا... Uh، لذا من المحتمل لن ابقى في الخارج لوقت متأخّر جدا.
    Kelime oyunu için kusura bakmayın. Birisinin geç vakte kadar işi olacak. Open Subtitles ويجب على أحد البقاء مُستيقظاً لوقتٍ مُتأخّر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more