Kalmayı seçen çocuklar da zamanlarını sınıflarında geçirdiler. | TED | الأطفال الذين بقوا قضوا المساء في الفصل. |
Bütün günümüzü aldı ve mahkumlar güzel vakit geçirdiler. | TED | استغرقني الأمر يوما كاملا، و المساجين قضوا وقتا ممتعا. |
Burada bulunan kaç insan hayatlarının büyük bir bölümünü beyazla gösterilen yerlerde geçirdiler? | TED | كم عدد الناس في هذه القاعة الذين قضوا حياتهم في الفراغات البيضاء؟ |
Yaklaşık aynı yaştaydılar, birlikte çok zaman geçirdiler. | Open Subtitles | في نفس العمر تقريبًا، وقد قضيا وقتًا كبيرًا مع بعضهما البعض |
Sonuç olarak, gök bilimci meslektaşlarımın çoğu, gençliklerinin en azından yarısını, arka bahçede gökyüzüne bakarak geçirdiler. | TED | ولذلك، فإن معظم زملائي من علماء الفلك أمضوا جزءًا من شبابهم وهم ينظرون إلى السماء في الفناء الخلفي، |
Çok zor günler geçirdiler, değil mi? | Open Subtitles | هم يمرون بأوقات سيئة هذه الفترة أليس كذلك ؟ |
Bir sene süren keyifli bir balayıyla zaman geçirdiler. | Open Subtitles | لقد قضوا الوقت فى شهر عسل مترف كان مدته عام كامل |
9 saat geçirdiklerini söylediniz. Belki de 3 saat geçirdiler. | Open Subtitles | قلت انهم قضوا تسع ساعات فربما قضوا ثلاث ساعات |
Bundan sonra gecelerini ve gündüzlerini beraber geçirdiler. | Open Subtitles | و قضوا أيامهم و لياليهم مع بعض من هذه اللحظة |
Kışı, rutubetli yaprak yığınının altında, nemli ciltleri aracılığıyla havadan oksijen alarak geçirdiler. | Open Subtitles | لقد قضوا فصل الـشتاء بين فضلات أوراق الشجر الرطبه تنفسوا الأوكسجين بإمتصاصه من الهواء من خلال جـلودهم الـرطبه |
Tüm geceyi sıradaki en iyi soygunu konuşarak geçirdiler. | Open Subtitles | قضوا الليلة في الحديث عن السرقة القادمة الافضل |
Annemle babam hayatlarını ailelerinden önce ülkelerini düşünerek geçirdiler. | Open Subtitles | سوف يبدأ من جديد والدي قضوا حياتهم يضعون البلاد قبل العائلة |
Ekibim onlara ulaşmadan önce uzun bir süre birlikte vakit geçirdiler. | Open Subtitles | لقد قضوا جزء جيد من يوم سوياً قبل أن يداهم فريقي مخبأهُ |
Bütün kışı tuzlu okyanusta geçirdiler, ve bedenlerinin tatlı suya alışması bir kaç hafta sürecek. | Open Subtitles | لقد قضوا الشتاء كله في المحيط المالح وسيستغرق الأمر بضعة أسابيع لأجسادهم للتكيف مع المياه العذبة |
Bunlar onlar, ilk karşılaştıkları günden muhteşem ve o zamandan beri beraber çok vakit geçirdiler, benzer nedenlerden dolayı problemi olan başka gazileri ziyaret ettiler. | TED | وهاهما في أول يوم التقيا فيه، وهذا مذهل، ومنذ ذلك الحين، قضيا وقتًا طويلًا برفقة بعضهما لزيارة محاربين قدامى آخرين يعانون من مشاكل مشابهة. |
Öğleden sonrayı beraber geçirdiler yemek yediler ve beraber 400 km gittiler. | Open Subtitles | قضيا منتصف النهار معاً... . تناولا طعام الغذاء معاً ... |
Kendilerini kurtaramayacaklarını bilerek son günlerini tekrar başlamak için gerekenleri yaratmakla geçirdiler. | Open Subtitles | مع العلم أنهم لا يستطيعون إنقاذ أنفسهم أمضوا أيامهم الأخيرة بإيجاد وسائل للبدء في الإنتهاء |
Son on yıl boyunca tatillerini bile beraber geçirdiler. | Open Subtitles | أمضوا كلّ عطلة معاً على مدى السنوات العشر الماضية |
Çok zor günler geçirdiler. | Open Subtitles | أظن بأنهم يمرون بظروفاً مؤخراً |
Gördüğünüz üzere, birliklerim Pantong köyünü ele geçirdiler. | Open Subtitles | كما ترون, لقد سيطرت قواتى على قرية بان تونج |
Evrim geçirdiler. | Open Subtitles | لقد طوروا |
11 yaşındayken ailem bir akşam yemeğinden dönerken çok korkunç bir kaza geçirdiler. | Open Subtitles | كان أبواي عائديْن إلى المنزلِ مِن العشاء لمّا كنتُ في الحادية عشر، وكانا قد تورّطا في حادثةٍ مروّعةٍ جدًّا. |