Bowers'ları ara ve geceyi şehirde, bir arkadaşının evinde geçireceğini söyle. | Open Subtitles | أتصلي بالعائلة و أخبريهم بـأنكِ ستقضي الليلة عند صديقاً في المدينة. |
Ne, sen bana salonda saatler geçireceğini ter dökeceğini ve mızmızlanmayacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | ماذا, تريد أخباريّ أنك ستقضي ساعات في الصالة الرياضية تتدرب بقوة وتنسى الراحة؟ |
Tüm bu yılları, bu ormanda benimle tavşan yiyerek geçireceğini de bilmiyordun. | Open Subtitles | أنت لم تكن تعلم أنك ستقضي كل هذه السنين .تأكل الأرانب معي |
Arka arkada dört uçuş yaptım tam 27 saat boyunca dünyanın etrafında uçtum ve şimdi sen bana 4 Temmuz'u karınla geçireceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أخذت أربع رحلات للعودة أطير 27 ساعة متواصلة حول العالم والآن تخبرني إنك ذاهب لقضاء الرابع من يوليو مع زوجتك؟ |
Arka arkada dört uçuş yaptım tam 27 saat boyunca dünyanın etrafında uçtum ve şimdi sen bana 4 Temmuz'u karınla geçireceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أخذت أربع رحلات للعودة أطير 27 ساعة متواصلة حول العالم والآن تخبرني إنك ذاهب لقضاء الرابع من يوليو مع زوجتك؟ |
Zaten her zaman burnunun dikine gider, ama ikimizde beu geceyi nerede geçireceğini biliyoruz. | Open Subtitles | هو يبتعد دائماً عن سقيفة العدّة لكن كلانا يعلم أنه سيقضي الليل فيها |
İlaç içmese bile ne zaman nöbet geçireceğini bilemez ki. | Open Subtitles | لكن حتى بلا دواء لن يكون لها توقع دقيق متى ستصاب بالصرع |
Tüm hayatını yanlız geçireceğini görebiliyorum, peki neden buna şimdi başlamıyorsun? | Open Subtitles | أقول لك ، ستقضي بقية حياتك بمفردك لذا ، لماذا لا تبدأ الان؟ |
Dolayısıyla hayatının kalanını göğüs kaslarına takıntılı bir şekilde geçireceğini sana garanti ederim. | Open Subtitles | وبالتالي أضمن لك أنك ستقضي بقية حياتك مهووساً بعضلات الصدر. |
Joe'nun hatası yüzünden, hayatının geri kalanını bir hücrede geçireceğini bilmek zor geliyordur. | Open Subtitles | لابد انه يؤرقك أنك ستقضي 274 00: 11: 54,429 |
Listeler nedime seçmek içindir, hayatını kiminle geçireceğini seçmek için değil. | Open Subtitles | القوائم لاختيار وصيفات العروس, ليس مع من ستقضي بقية حياتك معهم . |
Şükran gününü bizimle geçireceğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّها ستقضي عيد الشكر معنا. |
On üç yıl önce geldiğimde, Marian beklememi, ...senin geceyi Ava ile geçireceğini söylemişti. | Open Subtitles | عندما أتيتُ منذ ثلاث عشرة عاماً، طلبت مني "ماريان" أن لا أبقى، وقالت أنك ستقضي الليلة مع "آفا". |
Geceyi orada geçireceğini söyledi mi? | Open Subtitles | هل قالت بأنها ستقضي الليلة هناك؟ |
Ailenle ilgili konuşmaktan hoşlanmazsın, ve şimdi gece yarısı toparlanıp, hafta sonunu onlarla geçireceğini söylüyorsun. | Open Subtitles | والآن سترحل بمنتصف الليل لقضاء نهاية الأسبوع معهم |
ve şimdi gece yarısı toparlanıp, hafta sonunu onlarla geçireceğini söylüyorsun. | Open Subtitles | والآن تغادرعند منتصف الليل لقضاء نهاية الأسبوع معهم |
Aslında, Naomi doğum günü ailesiyle beraber geçireceğini söyleyen Austin'in peşinde. | Open Subtitles | توضيح كامل: في الواقع (نايومي) تلاحق (أوستن)، الذي غادر لتوه لقضاء عيد ميلاده مع عائلته. |
En genç olanları Facebook tan tüm hafta sonunu ailesi ile nasıl geçireceğini yazdı. | Open Subtitles | إبنهم الأصغر نشر تعليقاً على فيسبوك عن أنه سيقضي عطلة نهاية الأسبوع لدى عائلته |
Telefonu hiç sinyal alamıyormuş ve tam bütün geceyi arabasında geçireceğini düşündüğü anda ortaya sen çıkmışsın. | Open Subtitles | وكان الجوّ مظلماً ...والهاتف لا يتلقط اشارة و وفي اللحظة التي اعتقد أنه سيقضي الليلة ...نائماً في سيارته |
(Gülüşmeler) Hatta babam ona ismimi o listede göremezse sonsuzluğu çok sıcak bir yerde geçireceğini söylemiş olabilir. | TED | (ضحك) وربما يكون والدي قد ذكر بأنه سيقضي أبديته في مكان ملتهب للغاية إن لم يجد اسمي في تلك القائمة المرجعية. |
Haftalar, aylar alır. Rahatlayın. Öğle yemeğinden sonra bir tane geçireceğini biliyorum. | Open Subtitles | اهدأي، أعرف أنها ستصاب بواحدة بعد الغداء |
Yoldan çıkıp zamanını hasta olduğun için daha iyi hissetmelerini sağlamak için ağlak eski karılarınla ve ailenle konuşarak geçireceğini biliyorsun. | Open Subtitles | لقد علمت انك ستنزلق و تمضي وقتك تتحدث مع الطليقات الباكيات و والديك محاولا ان تجعلهم يشعرون بتحسن بشان مرضك |