Yıllarını ormanda saklanarak geçirmişler. Politikadan anlamazlar. | Open Subtitles | . قضوا سنوات طويلة متخفين في الغابة . هم لا يستطيعون فهم السياسة |
Görünüşe göre, dün gece bir kaç lise öğrencisi sizin suitinizdeymiş ve odanıza bakılırsa baya iyi zaman geçirmişler. | Open Subtitles | يبدو, أن مجموعة من طلاب الثانوية كانوا في جناحك الليلة الماضية ومن شكله فقط قضوا وقتا رائعا |
Demek oluyor ki insanlar burada zaman geçirmişler. | Open Subtitles | مما يعني ان اشخاص قضوا بعض الوقت هنا |
Bir karı kocanın olabileceğinden çok yakınlar çünkü hayatlarında her saniyeyi birlikte geçirmişler. | Open Subtitles | إنهما أقرب لبعض من أي زوجين في حياتهما، لأنهما قضيا كل ثانية من أعمارهما سويّةً. |
Bana söyleyebileceğin bir şey var mı? Pentangeli'yi ele geçirmişler. | Open Subtitles | لقد قبضوا على بنتيجلى و هذا كل ما لدى لأقوله |
Dün gece iki Amerikalı çocuk gelmiş. Kaza geçirmişler. | Open Subtitles | جاءنا أمريكيان ليلة أمس، وقد تعرّضا لحادث. |
Bu hata başında öğrendik ki bazı oyucular 1950'de kaybetmelerine sebep olan aynı siteme takıldıkları için ağır sakatlıklar geçirmişler. | Open Subtitles | في وقت سابق من الاسبوع سمعنا ان هناك لاعب اصيب عن طريق اتباعه نفس الاسلوب و هو اسلوب الشوارع الذي خسرت بسببه في 1950 |
Polisleri alarma geçirmişler. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك استجابة كبيرة من جانب الشرطة |
Zor günler geçirmişler. | Open Subtitles | لا بد أنهم قضوا وقتاً عصيباً بسبب هذا |
Görünüşe göre bu yüzden zor günler geçirmişler. | Open Subtitles | لا بد أنهم قضوا وقتاً عصيباً بسبب هذا |
Adamlardan bazıları, Irak'ta biraz zaman geçirmişler. - Eğer kalkarsam, patlar. | Open Subtitles | لابد أنهم قضوا بعض الوقت في (العراق) عندما انهض فسوف تنفجر |
Gereksiz şeyleri yapmakla çokça vakit geçirmişler böyle olunca insanlara daha da kenetlenirsiniz. | Open Subtitles | لذا فهم قضوا العديد من الوقت معاً يقومون بالعديد من الأمور الفارغة فتتقرب من الناس بهذه الطريقة، لذا... |
Bir gece hepsi beraber bir yere gidip geceyi orada geçirmişler. | Open Subtitles | كلهم ذهبوا و قضوا الليله بمكان ما . |
Dinle. Or ve İdo dün geceyi birlikte geçirmişler. | Open Subtitles | حسنًا، اسمعي أور وإيدو قضيا الليلة معًا |
Görünüşe bakılırsa birlikte biraz zaman geçirmişler. | Open Subtitles | -جليًّا أنّهما قضيا وقتًا سويًّا . |
Pentangeli'yi ele geçirmişler. | Open Subtitles | لقد قبضوا على بنتيجلى و هذا كل ما لدى لأقوله |
Pentangeli'yi ele geçirmişler. | Open Subtitles | لقد قبضوا على بنتيجلي و هذا كل ما لدى لأقوله |
Evet. Korkarım bir trafik kazası geçirmişler. | Open Subtitles | -للأسف، تعرّضا لحادث سيّارة |
Bu hata başında öğrendik ki bazı oyucular 1950'de kaybetmelerine sebep olan aynı siteme takıldıkları için ağır sakatlıklar geçirmişler. | Open Subtitles | في وقت سابق من الاسبوع سمعنا ان هناك لاعب اصيب عن طريق اتباعه نفس الاسلوب و هو اسلوب الشوارع الذي خسرت بسببه في 1950 |
Polisleri alarma geçirmişler. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك استجابة كبيرة من جانب الشرطة |