"geçmişimdeki" - Translation from Turkish to Arabic

• الماضي الخاص
• ماضيّ
• ماضيي

Tüm insanlığı tehdit eden, geçmişimdeki bir sırrı gizlediler.
مخفي في الماضي الخاص بي سر يهدد البشرية بأكملها

Tüm insanlığı tehdit eden, geçmişimdeki bir sırrı gizlediler.
مخبأ في الماضي الخاص بي سر يهدد البشرية كلها

Tüm insanlığı tehdit eden, geçmişimdeki bir sırrı gizlediler.
مخفي في الماضي الخاص بي سر يهدد كامل البشرية

Ne yazık ki bunu yapmanın tek yolu geçmişimdeki hatalarımı kabul etmek.
للأسفِ، الطّريقة الوحيدة التي تمكّنني من فعل ذلك هي بالافصاح عن ماضيّ.

Ne yazık ki bunu yapmanın tek yolu.. ...geçmişimdeki hatalarımı kabul etmek.
للأسفِ، الطّريقة الوحيدة التي تمكّنني من فعل ذلك هي بالافصاح عن ماضيّ.

Bu yüzden geçmişimdeki şeytani şey yeterince unutulmuşa yakın kaldı.
لذا الأشياء الشريرة من ماضيي مغلقة بما فيه الكفاية لا للنسيان

geçmişimdeki bu olay hakkında gerçeği öğrenmek istiyorum.
أنا أريد الحقيقة.. حول هذا الحدث من ماضيي.

Tüm insanlığı tehdit eden, geçmişimdeki bir sırrı gizlediler.
{\cHCF6DDF}في الماضي الخاص بي هناك سر {\cHCF6DDF}يهدد كل البشرية

geçmişimdeki sorunlar sizinkilerin gelmediği gibi peşimden geliyor.
مشاكل ماضيّ لا زالت قائمة بشكل يختلف عن مشاكلكم

geçmişimdeki şiddeti anlattığım için mi?
كما تعلمين، لقد أخبرتكِ حول بعض العنف في ماضيّ.

geçmişimdeki her anımı anlatırdım.
سأخبركِ بكل لحظة عن ماضيّ

İnşaat işindeyim ve geçmişimdeki destekleyici ve sağlıklı arkadaşlıklarımı yeniliyorum.
أبنى وأجدّد تلك الصداقات المساندة والصحّية... من ماضيي.

Maggie geçen gün baban geçmişimdeki bir şeyden bahsetmişti.
... (ماغي) في ذلك اليوم, عندما ذكر والدكِ شيئاً عن ماضيي