"geçmişiyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • ماضيه
        
    • ماضي
        
    • ماضيها
        
    • تاريخها
        
    • بتاريخ
        
    • بماضي
        
    • مع تاريخ
        
    • لماضيها
        
    Onun geçmişiyle ilgili işe yarar birşeyler hatırlamamı istediniz. Open Subtitles كنت قد أردتني أن أتذكر شىء من ماضيه يمكن أن يساعدك
    Onu daha iyi tanıyıp geçmişiyle ilgili bir şey olup olmadığını öğreneceksin. Open Subtitles حاول أن تتعرف عليه عن قرب وسنرى اذا كنت سندفعه للحديث عن ماضيه
    Eğer Woodcock'ın geçmişiyle ilgili birşeyler öğrenebilirsem... bu annemi gelecekte çekeceği ıstıraplarından kurtaracaktır. Open Subtitles ان علمت شيء عن ماضي وودكوك الذي سينقذ امي من وجع قلب المستقبل
    İtalyanlara oğlunun geçmişiyle ilgili bilgi vermek istemiyor. Open Subtitles كما أنه يرغب في عدم الإفصاح عن أي معلومة للإيطاليين بخصوص ماضي ديكي
    Sence o geçmişiyle böyle bir evin yakınına yanaşabilir miydi? Open Subtitles هل تعتقد أن مع ماضيها أنها يمكنها الإقتراب من المنزل؟
    Küçük cadı geçmişiyle buluşuyor. Open Subtitles الساحرة الصغيرة بدأت بإعادة الإتصال مع ماضيها
    benimle görüşmek isterseniz hanımefendinin acıklı geçmişiyle ilgili bir kaç nokta da sizi aydınlatabilirim. Open Subtitles لو اردت الاتصال بى فسوف اعطيك بعض المعلومات عن تاريخها الاليم.
    Eee, ne olursa olsun, bu kasabanın geçmişiyle ilgili yapacak birşey var. Open Subtitles أياً ما يكونون، فلابد أنَّ الأمر يتعلق بتاريخ تلك المدينة
    Komik birşey söyleyeyim mi, kanser olduğumu öğrenmeden önce, bu kitabın onun geçmişiyle ilgili olduğunu düşünüyordum, ama...şimdi Open Subtitles أتعرف . لقد كان غريباً قبل أن أعرف يإصابتي بالسرطان فهذا الكتاب كان عن ماضيه ..
    Kendi geçmişiyle iletişime geçti. Evrende koca bir delik açabilir bu. Open Subtitles لقد تفاعل مع ماضيه هذا بامكانه خلق ثقب في الكون
    geçmişiyle ilgili neden konuşmadığını hep merak etmiştim. Artık biliyorum. Open Subtitles لطالما كنت أتسآءل لما لم يتحدث مطلقاً عن ماضيه, و الآن عرفت
    John'un sahip olduğu en kapsamlı kimlik ve genellikle asıl geçmişiyle benzerlikler taşıyor. Open Subtitles والأكثر تطابقًا مع تفاصيل ماضيه الحقيقي.
    Onun yalanlarının ve bahanelerinin perde arkasına ulaşarak kendisini geçmişiyle yüzleştirip gerçeği ortaya sermek için bu benim son şansım. Open Subtitles ،هذه هي فرصتي الأخيرة للأكشف عن قناع أكاذيبه و أعذاره لأواجهه بأمور من ماضيه . حتى أكشف الحقيقة
    İtalyanlara oğlunun geçmişiyle ilgili bilgi vermek istemiyor. Open Subtitles كما أنه يرغب في عدم الإفصاح عن أي معلومة للإيطاليين بخصوص ماضي ديكي
    Stacie, Keyes'in geçmişiyle ilgili bulabildiğin kadar bilgi topla. Open Subtitles ستايسي، ستبحث قدر المستطاع عن ماضي حول كيز.
    Bu fotoğraf sahte değilse Yoo Hae Sung'un geçmişiyle baş etmesi pahalıya patlayacak. Open Subtitles فيو سيونغ وجد لنفسه ماضي سيكلفه الكثير للتعامل معه
    Adayınızın tartışmalı geçmişiyle nasıl başa çıkmayı düşünüyorsunuz? Open Subtitles ماذا تخطط لتعنون ماضي مرشحك المتقلب؟
    Yine de şaibeli geçmişiyle senin güvenini nasıl kazandı, hayret. Open Subtitles لنقل ماضيها المظلم. من المثير أنها فازت بثقثك.
    Bence kendiyle ya da geçmişiyle ilgili birşeyleri saklıyordu. Open Subtitles أعتقد أنها كانت تخفي شيئاً ما عن نفسها أو عن ماضيها
    Son zamanlarda nasıl geçmişiyle ilgili sorular sorduğunu gördün. Open Subtitles لقد رأيت كيف أصبحت مؤخراً تطرح تلك الأسئلة عن ماضيها
    Avustralya'nın geçmişiyle bağlantılı olan bu yaratık bugün sadece kıtanın daha nemli olan ormanlık alanlarında yaşar. Open Subtitles هذا المخلوق ، المرتبط ، بماضي أستراليا يعيش فقط في الغابات المطيرة في القارة
    Bisikletimin üstündeyken, İsrail'in derin güzellikleriyle bağlantı kurduğumu ve ülkemin geçmişiyle ve kutsal kitapla bir olduğumu hissediyorum. TED عندما أكون على دراجتي الهوائية اشعر انني متصل بجمال إسرائيل الآخاذ واشعر اني متحد مع تاريخ هذا البلد ومع الكتاب المقدس
    Onu takip eden geçmişi değil, yaşadığı an ki bu da geçmişiyle aynı. Open Subtitles الامر ليس هكذا. أن الامر يتعلق بحاضرها. و الذي مطابق لماضيها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more