"gece geç saatte" - Translation from Turkish to Arabic

    • في وقت متأخر من الليل
        
    • لاحقاً الليلة
        
    • بوقت متأخر
        
    Gramercy Park Otel'de kalıyordunuz, gece geç saatte Scotch viski içebiliyordunuz, harika, akıllı, havalı insanlarla. TED والحصول على إقامة في فندق غرامرسى بارك، حيث تستطيع شرب السكوتش في وقت متأخر من الليل مع أشخاص لطفاء، أذكياء ومتباهين.
    Son iki haftadır her gün, genellikle gece geç saatte. Open Subtitles كل يوم في الأسبوعين الأخيرين غالبا في وقت متأخر من الليل
    gece geç saatte, bir kızla dışardasın.. Open Subtitles انها في وقت متأخر من الليل ، كنت خارجا مع فتاة..
    Bunlar incelemen için hazır. Geri kalanını bu gece geç saatte halledeceğim. Open Subtitles إنها جاهزة لتراجعها، وسأحضر البقية لاحقاً الليلة
    Bilmiyorum bebeğim. gece geç saatte. Open Subtitles لا اعلم, لاحقاً الليلة
    Ben küçükken bir gece geç saatte babamın mutfaktan gelen sesini duydum. Open Subtitles عندما كنت صغيرة , سمعت والدي يتحدث من المطبخ بوقت متأخر في الليل
    Ve kurbanın cesedinin gece geç saatte taşındığına inanıyoruz. Open Subtitles ولدينا سبب للإعتقاد أن جثة الضحية تم نقلها بوقت متأخر مساءًا
    Bazen gece geç saatte, onlar sizi uyuyor sanıyorken, birbirlerine bağırdıklarını duyuyorsunuz ve bu sizi gerçekten korkutuyor. Open Subtitles أحياناً تسمعهما يصرخان على بعضهما في وقت متأخر من الليل عندما يظنان أنك نائم وهذا يرعبك حقاً
    Miami Beach, Florida'daki bir otopark, aynı zamanda bir spor mekânı ve yoga yeri olabilir demek, gece geç saatte orada evlenebilirsiniz bile. TED هذا يعني أن مرأب سيارات في ميامي بيتش في فلوريدا، يمكنه أن يكون مكانا للرياضة ولليوغا ويمكنكم أيضا أن تتزوجوا هناك في وقت متأخر من الليل.
    Bir gece geç saatte, ofisimde birlikte yiyip içtiğim benimkine benzer işleri olan herkesin listesini yaptım ve onlara isimsiz bir mail attım. TED في وقت متأخر من الليل في مكتبي، أعددت قائمة من كل شخص تناولت فطوري، الغداء، العشاء أو الشراب معه كان لديه وظائف مماثلة لوظيفتي، وأرسلت لهم بريدًا إلكترونيًا مجهولًا
    Sesli mesajda gece geç saatte evinize gelmesini istemişsiniz. Open Subtitles -بالطبع . في الرسالة الصوتية، طلبت من (هانسون ستيفنز) أن يأتي إلى جناحك في وقت متأخر من الليل.
    Laboratuvarındaki güvenlik kayıtları, onun Simatech'e gece geç saatte geldiğini gösteriyor. Open Subtitles الاشرطه الامنيه في مختبره تظهر (ميا) تعود الى "سمياتك"في وقت متأخر من الليل.
    Beş yıl önce Plymouth, Minnesota'da gece geç saatte arabamla giderken... Open Subtitles ...(منذ خمس سنوات في (بليموت، مينيسوتا ...كنت أقود سيارتي في وقت متأخر من الليل...
    Şimdi sen bir sandal kazasında gideceksin, Sidney de bu gece geç saatte gidecek. Open Subtitles و(سيدني) سيموت لاحقاً الليلة
    - Dün gece geç saatte Open Subtitles -البارحة بوقت متأخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more