| Ama bir stringray hemen önümüzde bir yayayı ezdiği için geciktik. | Open Subtitles | لكننا تأخرنا في الطريق حين قُتل أحد المارّة في حادث سير |
| Gelin. Çok geciktik ama acele edemeyiz. Yavaş kullanın. | Open Subtitles | هيا لقد تأخرنا كثيرا, ولكن, لايمكننا ان نتعجّل, قودا ببطء |
| Çok iyi. Daha şimdiden beş dakika geciktik. Gelen biri daha var. | Open Subtitles | ـ هذا لطيف , لقد تأخرنا خمس دقائق ـ هناك شخص آخر قرر أن يأتي |
| Ama işin gerçeği şu, Kurt, patron benim ve 6 ay geciktik. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي، الزعيمة هنا هي أنا و نحن متأخرون بـ6 أشهر |
| Tamam, şunları taşıyalım! Bir saat geciktik. | Open Subtitles | حسناَ،دعوا هذا الشئ يتحرك نحن متأخرين بساعة |
| Vaktimizi harcıyoruz. Yarım saat geciktik. | Open Subtitles | نحن نهدر وقتنا هنا، لقد تأخرنا لنصف ساعة |
| Ancak, yolda, önümüzdeki Stingray bir yayayı öldürünce geciktik. | Open Subtitles | لكننا تأخرنا في الطريق حين قُتل أحد المارّة في حادث سير |
| Haydi tatlım. Kalk. Çok geciktik. | Open Subtitles | يا بن هيا ياعزيزتي إنهض بسرعة فعلا لقد تأخرنا |
| Honey, dua etki patronun morali iyidir, 5 gün geciktik. | Open Subtitles | عزيزتي ، صلي من أجل أن يكون مزاج الرئيس معتدلاً . لقد تأخرنا خمسة أيام |
| Zaten iki ay geciktik. | Open Subtitles | تأخرنا شهرين عن الدفع، و في الأسبوع المقبل سيصبحو ثلاثة |
| - Siz eğlenin. Biz geciktik bile. | Open Subtitles | استمتعوا بوقتكم هنا، لقد تأخرنا عن موعدنا |
| Evet, geciktik, aslında. Bitiş çizgisine nasıl gidebiliriz, biliyor musun? | Open Subtitles | نعم لقد تأخرنا بالفعل , هل تعرف كيف نتمكن من الوصول إلى المنطقة الحمراء ؟ |
| Üzgünüm geciktik. Oyuncak bebek fabrikasında parti vardı. | Open Subtitles | آسف لقد تأخرنا كان هنالك حفلة فى مصنع الدمى |
| Pardon, geciktik. Gabe, banyoda düştü de. | Open Subtitles | آسفة لقد تأخرنا لقد انزلق غيب و هو يستحم |
| Biraz geciktik, efendim. Lütfen, acele edebilir misiniz, efendim? | Open Subtitles | نحن متأخرون قليلاً سيدي, هل بإمكانك أن تسرع قليلاً يا سيدي ؟ |
| Hal: Tatlım. geciktik. | Open Subtitles | عزيزتي، نحن متأخرون من الأفضل أن نسير على الطريق |
| Zaten geciktik, kaptan. | Open Subtitles | نحن متأخرون بالفعل، لذا دعونا نتحرك، ونتحرك بسرعة |
| Tut biraz Neil, zaten geciktik. | Open Subtitles | أمسكها فحسب,نيل نحن متأخرين بما فيه الكفاية |
| Bu yüzden geciktik. Seks yaptık da. | Open Subtitles | لأجل هذا كأنا متأخرين لأننا مارسنا الجنس |
| Memnun oldum.Üzgünüm biraz geciktik. | Open Subtitles | انه لمن دواعى سرورى , واسفه على تاخرنا قليلا |
| Selam, üzgünüm geciktik. | Open Subtitles | مرحبا، آسفة لتأخرنا كان على بيني ان تقوم |
| Albert, geciktik. | Open Subtitles | ألبرت، تأخّرنا. |
| Yarım dakika geciktik. | Open Subtitles | نحن راحلون بالنصف في الدقيقة. |
| Şimdi beni takip ederseniz... Afedersiniz, geciktik. Bizi düşünmeyin. | Open Subtitles | الآن، إذا رغبتم في اللحاق بي - آسف، آسف نحن متأخران - |
| Kusura bakmayın geciktik ama taksi bulamadık bulduğumuz taksi de yavaş çıktı... | Open Subtitles | مرحباً. آسفة على التأخير لكننا لم نستطع ان نحصل على سيارة أجرة |
| Üzgünüm, geciktik. Sorun değil. | Open Subtitles | -مرحباً , اعتذر على تأخري |
| Üzgünüz, geciktik. | Open Subtitles | آسفان على التاخير |
| Partiye çok geciktik. | Open Subtitles | نحن في وقت متأخر جدا بالنسبة للحزب. |
| geciktik kusura bakmayın. Mahkemede takıldım da. | Open Subtitles | أسف على التأخير لقد أتشغلت بالمحاكمة |