| - Sen seksi geciktirmek için bir kaç kesin yol biliyorsun. | Open Subtitles | بالطبع أنك تذكرين كل الطرق لتأجيل القيام بالعلاقة |
| Ama gösterdiğim anlayışı kendi çıkarınıza kullandınız ve anestezi uzmanı ile olan telefon konuşmamı uygulamayı geciktirmek için kullandınız. | Open Subtitles | ولكنك استغليتي تعاطفي وتنصتي على مهاتفتي مع الطبيب لتأجيل الاعدام |
| İskemik beyin hasarı geciktirmek için aşırı soğuk kullanılarak yapılan bir suni komadır. | Open Subtitles | إنها غيبوبة بإستخدام البرد الشديد ، لتأخير إصابة الدّماغ |
| O yüzden bozulmayı geciktirmek için vücudu soğuk tutuyoruz. | Open Subtitles | لهذا نبقي جسده بارداً لتأخير تحلله. |
| - İlerlemeyi durduramam biliyorum ama geciktirmek için gücümün yettiği her şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | ولكن أستطيع أن أفعل كل شيء في وسعي لتأخيره |
| Bu sırada hepiniz onu geciktirmek için elinizden geleni yapacaksınız. | Open Subtitles | في هذه الأثناء ، بقيتكم ستقوموا بمجهودكم الرائع لتأخيره |
| Bunu geciktirmek için ne yapacaksınız? Affedersiniz. | Open Subtitles | وماذا تريد ان تفعل لتوقف ذلك ؟ |
| İlk olarak, Jay'le evliliğinizi geciktirmek için her şeyi yaptın. | Open Subtitles | في البداية، فعلتِ ما أمكن لتأجيل زواجكِ بـ (جاي) |
| O yüzden bozulmayı geciktirmek için vücudu soğuk tutuyoruz. | Open Subtitles | لهذا نبقي جسده بارداً لتأخير تحلله. |
| Uçuş geciktirmek için üzgünüm. | Open Subtitles | اسف لتأخير رحلتك |
| Bir düğünü geciktirmek için bir sürü yol var, tamam mı? | Open Subtitles | هناك طرق كثيرة لتوقف العرس ، حسنا ؟ |
| Alnilam'ın içeriye doğru patlayan çekirdeği o kadar muazzam büyüklükte olacak ki, nükleer güçler dahi onun çöküşünü geciktirmek için yeterli olmayacak. | Open Subtitles | "اللب المنهار لنجم "النظام سيكون هائلاً جداً حتى أن القوة النووية ليست قوية بشكل كافية لتوقف إنهياره |