Benim geldiğim yerde kaynaşmak için en güzel yol birlikte bağlılık yemini etmektir. | Open Subtitles | من حيث أتيت فليس هناك وسيلة أفضل للمعرفة من قراءة وعد الولاء مجددًا |
geldiğim yerde, suçu başkasına atmak bir korkağın yapacağı iştir. | Open Subtitles | من حيث أتيت ، الإيقاع برجل هو فعل شخص جبان. |
Aslında biraz işe uygunlukla alakalı bir durum ve yapabileceğim çok fazla iş de yoktu, özellikle de geldiğim yerde. | TED | لأنها نوعا ما سوق متخصصة، وليس هناك الكثير من الأعمال الجارية فيها، لا سيما من حيث أتيت. |
Fakat geldiğim yerde bir erkek ilk olarak kadınına sahip çıkar. | Open Subtitles | ولكن من حيث جئت, فإن الرجل يعتني بفتاته أولاً قبل العمل |
geldiğim yerde misafirler saygıyla karşılanır kapılarda aşağılanmazlar. | Open Subtitles | في موطني الضيوف يعاملون باحترام ولا يهانون عند البوابات |
geldiğim yerde hiç yoktu. | Open Subtitles | نعم، حسناً في دياري لم يكن فيها أيّة مياه |
Benim geldiğim yerde biz onunla 30 adamı donatabilirdik. | Open Subtitles | من حيث اتيت يمكننا تجهيز 30 رجلا بهذا الثمن |
Ve yani, geldiğim yerde, insanlar, buranın varolduğuna dahi inanmazlardı. Gerçekten. | TED | و، مثل، لن يصدق الناس ، فعلاً، من حيث أتيت ، إن هذا موجود حتى |
Bazen benim geldiğim yerde kötü olan her şeyin... burada iyi olduğunu unutuyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر دوماً أن كل شىء جيد هنا... كان سيئاً من حيث أتيت... |
Benim geldiğim yerde, hepimiz birbirimize hayatımız pahasına güveniriz. | Open Subtitles | من حيث أتيت , نحن نثق ببعضنا وعلى حياتنا كل يوم |
Baba, benim geldiğim yerde kazanmak için her türlü risk göze alınır. | Open Subtitles | من حيث أتيت يا أبي الفوز يستحقّ كل المخاطر |
geldiğim yerde insanlar su için günlük gelirlerinin onda birini ödemek zorundadır. | Open Subtitles | من حيث أتيت يدفع الناس عشرة من دخلهم اليومي مقابل الماء |
geldiğim yerde çoğu kişinin vardı ama annem bana kimseyi Küçük görmemizi öğretti Zenci ya da değil. | Open Subtitles | هنالك العديد من الأشخاص من حيث أتيت علمتني أمي أن لا أنادي بلالقاب لديك أم لطيفه أتريد شيء آخر |
- Utanmana gerek yok. geldiğim yerde insanlar hep beraber yıkanır. | Open Subtitles | لا تكن محرجاً، الناس تستحم معاً في وقتٍ واحد من حيث جئت |
Benim geldiğim yerde bel ölçüsü refah işaretidir. | Open Subtitles | من حيث جئت ، هذه الورود تعتبر علامة من علامات البذخ |
Benim geldiğim yerde polise bulasmamak en iyisidir. | Open Subtitles | في موطني , من الأفضل ألا أتورط مع الشرطة |
Aslında düşündüğünden daha az. Ama geldiğim yerde kazandığımdan daha fazla. | Open Subtitles | ،في الواقع إنه أقل مما تتخيل .ولكنه أكثر مما كنت أجنيه في دياري |
Benim geldiğim yerde, Hıristiyan... çok güzel kadınlar vardır, bir erkeğin aklını öylesine çelerler ki... insan onlar uğruna seve seve ölüme gider. | Open Subtitles | من حيث اتيت ايها المسيحي هناك نساء يمتلكن عقول الرجال بجمالهن لذا هو قد يموت لاجلهم بكل سعاده |
Bir masajdan daha fazlasını kazandın. geldiğim yerde, bu sadece bir anlama gelir. | Open Subtitles | من أين أتيت بهذا، هذا يعني شيء واحد |
Bakın, oyunculuğu seviyorum ama benim geldiğim yerde emirlere uymayıp zamanında gitmezseniz insanlar ölür. | Open Subtitles | انظرا، أحب التمثيل ولكن من حيث آتي عندما لا تتبع الأوامر او تظهر بالوقت المحدد يموت الناس |
Benim geldiğim yerde, ispiyoncu olmak senin geldiğin yerde bir insana Nazi olmayı sormak gibi bir şeydir. | Open Subtitles | أن أكون واشياً، من حيثُ أتيت ذلك مثل سؤال شخص من أين أصله كيّ يصير نازياً لعيناً |
Ve geldiğim yerde kocasız kızlar bebek sahibi olamazlardı. | Open Subtitles | و أين آتي. لا يحق للفتيات العازبات أن ينجبن أطفالاً. |
Belki siz öyle yapıyorsunuz ama benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه. |
Benim geldiğim yerde, birisi psikiyatriste gider ya da ilaç kullanırsa insanlar, onun hasta olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | في منطقتي لو ذهب أحد إلى أخصائي لتلقي العلاج فيفترض أنه مريض |
geldiğim yerde, kadınlar yerini bilir. | Open Subtitles | في الوطن الأصلي، تعرف النساء مكانهن |
Benim zamanımda, yani geldiğim yerde bu basit bir madencilik gemisi. | Open Subtitles | في عصري ، من حيث أتيتُ هذه سفينة تعدين بسيطة |
Küçükken geldiğim yerde kaybolan kızlardan değil. | Open Subtitles | ليست كالفتاة التي اختفت من المدينة حين كنت صغيرة. |
Benim geldiğim yerde düğün günün hakkında yalan söylemenin tek bir nedeni vardır. | Open Subtitles | من المكان الذي جئت منه هناك سبب وحيد لكذب الناس حول تاريخ زواجهم |