"geldiğim yerde" - Translation from Turkish to Arabic

    • حيث أتيت
        
    • حيث جئت
        
    • في موطني
        
    • في دياري
        
    • حيث اتيت
        
    • أين أتيت
        
    • من حيث آتي
        
    • حيثُ أتيت
        
    • أين آتي
        
    • المكان الذي أتيت منه
        
    • في منطقتي
        
    • في الوطن
        
    • حيث أتيتُ
        
    • من المدينة حين كنت
        
    • من المكان
        
    Benim geldiğim yerde kaynaşmak için en güzel yol birlikte bağlılık yemini etmektir. Open Subtitles من حيث أتيت فليس هناك وسيلة أفضل للمعرفة من قراءة وعد الولاء مجددًا
    geldiğim yerde, suçu başkasına atmak bir korkağın yapacağı iştir. Open Subtitles من حيث أتيت ، الإيقاع برجل هو فعل شخص جبان.
    Aslında biraz işe uygunlukla alakalı bir durum ve yapabileceğim çok fazla iş de yoktu, özellikle de geldiğim yerde. TED لأنها نوعا ما سوق متخصصة، وليس هناك الكثير من الأعمال الجارية فيها، لا سيما من حيث أتيت.
    Fakat geldiğim yerde bir erkek ilk olarak kadınına sahip çıkar. Open Subtitles ولكن من حيث جئت, فإن الرجل يعتني بفتاته أولاً قبل العمل
    geldiğim yerde misafirler saygıyla karşılanır kapılarda aşağılanmazlar. Open Subtitles في موطني الضيوف يعاملون باحترام ولا يهانون عند البوابات
    geldiğim yerde hiç yoktu. Open Subtitles نعم، حسناً في دياري لم يكن فيها أيّة مياه
    Benim geldiğim yerde biz onunla 30 adamı donatabilirdik. Open Subtitles من حيث اتيت يمكننا تجهيز 30 رجلا بهذا الثمن
    Ve yani, geldiğim yerde, insanlar, buranın varolduğuna dahi inanmazlardı. Gerçekten. TED و، مثل، لن يصدق الناس ، فعلاً، من حيث أتيت ، إن هذا موجود حتى
    Bazen benim geldiğim yerde kötü olan her şeyin... burada iyi olduğunu unutuyorum. Open Subtitles لا أتذكر دوماً أن كل شىء جيد هنا... كان سيئاً من حيث أتيت...
    Benim geldiğim yerde, hepimiz birbirimize hayatımız pahasına güveniriz. Open Subtitles من حيث أتيت , نحن نثق ببعضنا وعلى حياتنا كل يوم
    Baba, benim geldiğim yerde kazanmak için her türlü risk göze alınır. Open Subtitles من حيث أتيت يا أبي الفوز يستحقّ كل المخاطر
    geldiğim yerde insanlar su için günlük gelirlerinin onda birini ödemek zorundadır. Open Subtitles من حيث أتيت يدفع الناس عشرة من دخلهم اليومي مقابل الماء
    geldiğim yerde çoğu kişinin vardı ama annem bana kimseyi Küçük görmemizi öğretti Zenci ya da değil. Open Subtitles هنالك العديد من الأشخاص من حيث أتيت علمتني أمي أن لا أنادي بلالقاب لديك أم لطيفه أتريد شيء آخر
    - Utanmana gerek yok. geldiğim yerde insanlar hep beraber yıkanır. Open Subtitles لا تكن محرجاً، الناس تستحم معاً في وقتٍ واحد من حيث جئت
    Benim geldiğim yerde bel ölçüsü refah işaretidir. Open Subtitles من حيث جئت ، هذه الورود تعتبر علامة من علامات البذخ
    Benim geldiğim yerde polise bulasmamak en iyisidir. Open Subtitles في موطني , من الأفضل ألا أتورط مع الشرطة
    Aslında düşündüğünden daha az. Ama geldiğim yerde kazandığımdan daha fazla. Open Subtitles ،في الواقع إنه أقل مما تتخيل .ولكنه أكثر مما كنت أجنيه في دياري
    Benim geldiğim yerde, Hıristiyan... çok güzel kadınlar vardır, bir erkeğin aklını öylesine çelerler ki... insan onlar uğruna seve seve ölüme gider. Open Subtitles من حيث اتيت ايها المسيحي هناك نساء يمتلكن عقول الرجال بجمالهن لذا هو قد يموت لاجلهم بكل سعاده
    Bir masajdan daha fazlasını kazandın. geldiğim yerde, bu sadece bir anlama gelir. Open Subtitles من أين أتيت بهذا، هذا يعني شيء واحد
    Bakın, oyunculuğu seviyorum ama benim geldiğim yerde emirlere uymayıp zamanında gitmezseniz insanlar ölür. Open Subtitles انظرا، أحب التمثيل ولكن من حيث آتي عندما لا تتبع الأوامر او تظهر بالوقت المحدد يموت الناس
    Benim geldiğim yerde, ispiyoncu olmak senin geldiğin yerde bir insana Nazi olmayı sormak gibi bir şeydir. Open Subtitles أن أكون واشياً، من حيثُ أتيت ذلك مثل سؤال شخص من أين أصله كيّ يصير نازياً لعيناً
    Ve geldiğim yerde kocasız kızlar bebek sahibi olamazlardı. Open Subtitles و أين آتي. لا يحق للفتيات العازبات أن ينجبن أطفالاً.
    Belki siz öyle yapıyorsunuz ama benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. Open Subtitles ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه.
    Benim geldiğim yerde, birisi psikiyatriste gider ya da ilaç kullanırsa insanlar, onun hasta olduğunu düşünürler. Open Subtitles في منطقتي لو ذهب أحد إلى أخصائي لتلقي العلاج فيفترض أنه مريض
    geldiğim yerde, kadınlar yerini bilir. Open Subtitles في الوطن الأصلي، تعرف النساء مكانهن
    Benim zamanımda, yani geldiğim yerde bu basit bir madencilik gemisi. Open Subtitles في عصري ، من حيث أتيتُ هذه سفينة تعدين بسيطة
    Küçükken geldiğim yerde kaybolan kızlardan değil. Open Subtitles ليست كالفتاة التي اختفت من المدينة حين كنت صغيرة.
    Benim geldiğim yerde düğün günün hakkında yalan söylemenin tek bir nedeni vardır. Open Subtitles من المكان الذي جئت منه هناك سبب وحيد لكذب الناس حول تاريخ زواجهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more