"geldiyseniz" - Translation from Turkish to Arabic

    • أتيتما
        
    • إن قدمت
        
    • كنتم هنا
        
    • كنتما هنا
        
    • إذا كنت هنا
        
    • جئتم هنا
        
    Eğer benim esrarlı lolipoplarımı satın almaya geldiyseniz, şansınız yokmuş. Open Subtitles اذا أتيتما لشراء مصاصات المارجوانا الطبّية من ابني فحظكما سيئ
    Eğer aklımı karıştırmaya geldiyseniz merak etmeyin, sahneye çıkmıyorum. Open Subtitles إذا أتيتما للعبث برأسي، لا تقلقا، أنا لن أخرج إلى هناك.
    Beni öldürmek için geldiyseniz, biraz çabuk olabilir misiniz? Open Subtitles إن قدمت لقتلي، فهل يمكنك القيام بهذا بسرعة؟
    Beni öldürmek için geldiyseniz elinizi çabuk tutun. Open Subtitles إن قدمت لقتلي، فهل يمكنك القيام بهذا بسرعة؟
    Buraya beni kırpmaya geldiyseniz en azından yüzünüzü gösterecek cesaretiniz olsun. Open Subtitles إن كنتم هنا لتقتلوني، فمن الاحترام أن تظهروا وجوهكم على الأقل.
    Corners'ta seks yapmaya geldiyseniz sonra biz varız, sıraya geçin. Open Subtitles إن كنتما هنا تمارسا الجنس عند الأركان، فنحن التالون. إننا ننتظر في الطابور.
    Eğer aşka inanıyorsanız, ellerinizi çırpın! Eğer buraya sevdiceğinizle geldiyseniz onun ellerini tutun. Open Subtitles إذا كنت تؤمن بالحب صفق باليدين إذا كنت هنا مع الشخص الذي تحب
    Ama eğer buraya onu, Prens'i durdurmaya geldiyseniz, size iyi şanslar. Open Subtitles ولكن .. لو كنتم قد جئتم هنا لإيقاف الأمير فأتمنى لكم حظاً سعيداً
    Ama daha adadan çıkış yolu bulmadan yardım için benimle konuşmaya geldiyseniz kararım hala aynı. Open Subtitles لكنْ إنْ أتيتما لإقناعي بمساعدتكم قبل العثور على طريقة لمغادرة هذه الجزيرة...
    Tekrar deneyip denemeyeceğimi sormak için geldiyseniz söyleyeyim: deneyeceğim. - Ne zaman? Open Subtitles حسناُ , إذا كنتم هنا لمعرفة إذا كنت سأهرب مرة آخرى , سأفعل
    Tekrar deneyip denemeyeceğimi sormak için geldiyseniz söyleyeyim: deneyeceğim. Open Subtitles حسناُ , إذا كنتم هنا لمعرفة إذا كنت سأهرب مرة آخرى , سأفعل
    Hayır, hayır, hayır! Bana katılmak için geldiyseniz affedecek bir şey yok. Open Subtitles كلا، لو كنتما هنا للإنضمام إلينا، لا داعي للعفو
    Sırf Hudson Nehri'ne golf topu gönderiyorum diye bana ceza yazmaya geldiyseniz size bir çek yazmam gerekecek. Open Subtitles حسنًا، إن كنتما هنا لمنحي مخالفه لضرب كرات الجولف إلى "نهر هادسون"، فسيتعيّن عليّ تحرير شيك لك
    Eğer Gravowski'lerin düğünü için geldiyseniz soldan ikinci kapıdan gireceksiniz. Open Subtitles إذا كنت هنا لحفل زفاف كرافزكي، فإنه في الطابق الثاني على اليسار.
    Bana yalvarmaya geldiyseniz artık çok geç kaldığınızı söyleyebilirim. Open Subtitles إذا كنت هنا من أجل أن تتوسلني فيجب أن أبلغك بأنه قد فات الآوان
    Buraya neyi konuşmaya geldiyseniz Open Subtitles ما جئتم هنا للتحدث عنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more