Bu çok bulutlu resimden bile, muhtemel bir Geleceğe dair ipuçları edinebiliyoruz. | TED | ولكن حتى من هذه الصورة الغائمة جداً، بدأنا نحصل على دلائل للمستقبل المحتمل. |
O zamanlar sosyalizm adıyla anılan sistemde kendilerinden sırf Geleceğe dair sözler uğruna fedakarlıklar beklendiğini gördüler ve sınırlar açık olduğu müddetçe oraya ulaşmak oldukça kolaydı. | Open Subtitles | وقد رأوا فيما كان يسمى ،الإشتراكية حينها أنه نظام يطلب منهم التضحيات في مقابل لاشيء سوى وعود للمستقبل |
Şu anki eğilimlere bakarak Geleceğe dair tahminde bulunabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن ننظر الي الانماط في الحاضر و نخطط للمستقبل |
Çin'i ziyaret etmeniz lazım çünkü orada Geleceğe dair kesitler görebiliyorsunuz. | TED | عليكم القدوم إلى الصين، لأنكم هنا ستجدون لمحات عن شكل المستقبل. |
Geleceğe dair sahip olduğumuz bilgilerle burada neredeyse rakipsiz olabiliriz. | Open Subtitles | بمعرفتنا عن المستقبل يمكن أن نعمل هنا تقريباً بدون تحدي |
Bayanlar ve baylar, bana Geleceğe dair muazzam bir güven veren, artık bireysel olarak dünyanın büyük zorlukları ile başa çıkmak için güçlendirilmiş olduğumuz gerçeğidir. | TED | سيداتي وسادتي ما يعطيني ثقة كبيرة بالمستقبل بأننا الآن أكثر قوة كأفراد لمواجهة التحديات العظمى لهذا الكوكب. |
Polis gördükleri şeyleri kullanıyordu Geleceğe dair görüleri cinayetler olmadan önce suçluları durdurabiliyorlardı. | Open Subtitles | الشرطة تستخدم قدرتهم, رؤيتهم للمستقبل, لإيقاف القتلة قبل ارتكابهم للجريمة. |
Sosyal bilimler mezunu, parası ve Geleceğe dair planları olmayan bir üniversite öğrencisi. | Open Subtitles | خريجة كلية مفلسة مع شهادة الفنون وبدون آفاق للمستقبل |
Geleceğe dair tek umudun... onu canlı bulmak olsun. | Open Subtitles | شخصيك الوحيد الأمل للمستقبل... بأنّني جده حيّ. |
Tüm sırlarımızı ve Geleceğe dair hayallerimizi paylaşıyoruz. | Open Subtitles | تشاركنا كل أسرارنا وأحلامنا للمستقبل |
Sonra da Geleceğe dair planlarını yıkmış oluyorum. | Open Subtitles | وفجأة يتهمني بتشويه رؤيته للمستقبل |
Yüce liderimizin Geleceğe dair bir öngörüsü daha var. | Open Subtitles | . قائدنا العظيم لديه نظرة للمستقبل |
Geleceğe dair planların olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تحتاجي إلى أن تخططي للمستقبل |
O zaman babanın Geleceğe dair umutları seninle birlikte ölür. | Open Subtitles | أذن أمل والدك للمستقبل سيموت معك |
Geleceğe dair sahip olduğumuz bilgilerle burada neredeyse rakipsiz olabiliriz. | Open Subtitles | بمعرفتنا عن المستقبل يمكن أن نعمل هنا بلا منازع تقريباً |
Yaptığım ilk şeylerden biri, tanıdığım insanların isimlerini yazmak oldu ve bu kişiler üç boyutlu bir dramadaymış gibi karakterleri oluşturdu, kim olduklarını, ne yaptıklarını umutlarını ve Geleceğe dair korkularını anlattılar. | TED | من أوائل ما كتبت كان عبارة عن قائمة من الأسماء لأناس عرفتهم من قبل. أصبحوا شخصيات في شكل دراما ثلاثية الأبعاد، حيث يعبرون عن ماهيتهم، ماذا يفعلون، أحلامهم و مخاوفهم من المستقبل. |
Mevcut süreçle Geleceğe dair senaryo bu. | TED | الآن، هذا هو السيناريو حال سارت الأمور كما هي، في المستقبل. |
Yine de hepsi, mümkün bir Geleceğe dair çok somut ve çok deneysel bir süreç ile oluşturabildiğimiz bir senaryoydu. | TED | ولكن مكّنتنا تلك التجارب من بناء تصّور مثبت بشكل عملي لأحد سيناريوهات المستقبل. |
Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi ama tahminlerimiz çok geniş çaplı. | TED | فهمنا لارتفاع مستوى البحر في المستقبل لا بأس به لكن لتوقعاتنا مجال واسع قد يجعلها غير دقيقة |
Geçmişe dair bir anısı, Geleceğe dair bir bilgisi yok ve sadece iki şeyi umursuyor: Rahatlık ve eğlence. | TED | لا يوجد لديه ذاكرة للماضي و لا أدنى معرفة بالمستقبل .. هو يهتم بشيئين فقط : "سهل و ممتع" |
Bu yüzden herkes Geleceğe dair bir şuura ihtiyacı var. Ve Afganların gelecek ümitleri paramparça edilmiş. | TED | وفي كل يوم نحتاج أن نشعر بالمستقبل المشرق والأفغان يشعرون ان المستقبل مشتت |
Geleceğe dair içimde bir his var. | Open Subtitles | الاسهم سترتفع ثانية عندي احساس بالمستقبل |