Bu çocuğun eğitime ihtiyacı var. Onun bir geleceği var. | Open Subtitles | هذا الفتى لابد أن يحصل على التعليم أن لديه مستقبل |
Eğer bu yolu seçerse, geleceği var. | Open Subtitles | لديه مستقبل لو اختار المضي في هذا الطريق |
Ben evet diyorum çocuğun bir geleceği var ve bunda utanç, onursuzluk alçaklık, rezalet görüyorum. | Open Subtitles | انا اقول نعم الفتى لديه مستقبل وفيه |
İkinizin sayesinde, onun artık bir geleceği var. | Open Subtitles | هذه الفتاة لها مستقبل والفضل يعود لكما. |
Bu hayatlardan birinin geleceği var. | Open Subtitles | احدى هاتين الحياتين... لها مستقبل... . |
Demiryolunda parlak bir geleceği var. | Open Subtitles | لديه مستقبل في هذه السّكّة الحديديّة. |
Zeki çocuk. Artık bir geleceği var. | Open Subtitles | فتي ذكي لديه مستقبل |
Parlak bir geleceği var. | Open Subtitles | {\pos(192,215)}.الفتى لديه مستقبل مُشرق |
Pip'in zaten bir geleceği var. Demirci olacak. | Open Subtitles | بيب) لديه مستقبل) سيصبح صانع حداده |
Cesar'ın zaten bir geleceği var. | Open Subtitles | سيسار) لديه مستقبل) |
Hayır, Bree beni seviyor. İlişkimizin geleceği var. | Open Subtitles | لا، (بري) تحبني هذه العلاقة لها مستقبل |