Fakat kendi geleceğimizle ilgili iyimserliğimiz yine de sabit. | TED | لكن التفاؤل الفردي بخصوص مستقبلنا الخاص يبقى راسخا. |
Ama bunu kendi geleceğimizle bütünleştirmeliyiz. | TED | و لكن يجب علينا مزج كل هذا مع مستقبلنا. |
Sadece geleceğimizle alakalı farklı planlarımız var. | Open Subtitles | نحن فقط نسعى لأشياء مختلفة للغاية في مستقبلنا. |
Onun geçmişi bizim geleceğimizle yakından ilgili. | Open Subtitles | و هذا الماضي ربما تكون له علاقة كبيرة بمستقبلنا |
geleceğimizle ilgili önemli bir konuda konuşacaktık. | Open Subtitles | من الواضح أنه سيتحدث معنا عن شيء هام شيء يتعلق بمستقبلنا |
Şu an geleceğimizle ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا أهتم بمستقبلنا |
Gerçekten bizim geleceğimizle mi ilgileniyorsun yoksa kendininkiyle mi? | Open Subtitles | هل انت قلق حقا بشأن مستقبلنا أم مستقبلك؟ |
Ve şimdi bugün burada geleceğimizle duruyoruz. | Open Subtitles | والآن، ها نحن هنا، مستقبلنا أمامنا |
Bizim ortak geleceğimizle. | Open Subtitles | وعن مستقبلنا معًا |
- geleceğimizle ilgili konuşmalıyız. | Open Subtitles | - نحن بحاجة الى التحدث حول مستقبلنا. |
geleceğimizle yüzleşmek korkutucu. | Open Subtitles | من المفزع مواجهة مستقبلنا |
Pekâlâ, millet, saat neredeyse 10 oldu. geleceğimizle buluşmamıza 5 dakika kaldı! | Open Subtitles | {\pos(190,210)}حسناً جميعاً، شارفت أنْ تصبح العاشرة خمس دائق أخرى لنلحق بمستقبلنا |