"gelemedim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم أصل
        
    • لم أحضر
        
    • أستطيع الحضور
        
    • أستطع القدوم
        
    • استطع الحضور
        
    • ♪ ولكن ثلاثة
        
    • يمكن تحقيق
        
    • لم استطع المواصلة
        
    • لم أستطع المجئ
        
    • أستطع الحضور
        
    • أستطع المجيء
        
    Olay şu ben daha gelişim tarafına gelemedim. Open Subtitles المشكلة أني لم أصل على الجزء المفيد حتى الآن
    Ayine gelemedim, özür dilerim. Belim tutuldu. Open Subtitles آسف لأني لم أحضر إلى الكنيسة ظهري يؤلمني
    Üzgünsün çünkü baban 3 ay'da seni görmek için sadece bir kez geliyor ve ben gelemedim. Open Subtitles أنت غاضبة لأن أبيك وجد يوم واحد في ثلاث أشهر وأنا لم أستطيع الحضور
    Üzgünüm, sabah gelemedim, çünkü Debra ile biz yataktan çıkamadık. Open Subtitles أنا آسف لم أستطع القدوم هذا الصباح لأنه انا وديبرا لم لم نستطع الخروج من الفراش
    Gerçekten üzgünüm Ben sadece, oraya gelemedim. Open Subtitles أنا آسف أنا فقط. ، أنا لم استطع الحضور إلى هناك.
    Şu bez yüzünden Kendime gelemedim Open Subtitles ♪ ولكن ثلاثة اسابيع جعلتني مثل سلى القمامة
    - gelemedim işte. Open Subtitles لا يمكن تحقيق ذلك.
    Sürekli gidiyorum, bir türlü kuzeye gelemedim. Open Subtitles لقد كنت في طريقي إلى هناك و لكنني تعبت و لم استطع المواصلة اكثر
    uzgunum gelemedim. Open Subtitles آسف لم أستطع المجئ
    gelemedim işte. Ev sirke dönüştü resmen. Open Subtitles ‫‎أنا فقط لم أستطع الحضور الوضع بالمنزل كان أشبه بالسيرك
    Bu gece onu buraya getirmem gerekiyordu ama gelemedim ve... Open Subtitles نعم. ابني. كان يُفترض بي إحضاره إلى هنا و لم أستطع المجيء و...
    Ama şu anda bulunduğum yere, Washington'a gidene kadar gelemedim. Open Subtitles لكنّي لم أصل حيثُ وصلت الآن حتّى ذهبتُ إلى "واشنطن"
    Ben, pek bir yere gelemedim, kek dolandırıcısı sağ olsun. Open Subtitles أنا لم أصل على الإطلاق، فصلاً لنسيم الكعك.
    Düğün resepsiyonuna gelemedim çünkü sayısal bileti alıyordum. Open Subtitles لم أحضر الزفاف لأنني كنت اشتري تذكرة ياناصيب
    Evinize temizliğe gelemedim. Beni bağışlayın. Open Subtitles أنا لم أحضر لتنظيف بيتك أغفر لي
    Özür dilerim. Bu hafta dua etmeye gelemedim. Open Subtitles أنا آسف، لم أستطيع الحضور للصلاة هذا الأسبوع.
    - Bebeğim... - üzgünüm gelemedim, uçağım rötar yaptı. Open Subtitles آسف، تأخرت الرحلة، لم أستطيع الحضور -
    Sinyalinizi gördükten sonra daha hızlı gelemedim. Open Subtitles لم أستطع القدوم إلى هنا بسرعة بعد أن رأيت إشارتكم
    Çok denedim, ama daha önce gelemedim. Open Subtitles . لقد حاولت ، ولكنني لم أستطع القدوم مبكراً
    Buraya daha erken gelemedim. Ne istiyorsun? Open Subtitles لم استطع الحضور اسرع ماذا تريد؟
    Kusura bakma sabah gelemedim. Open Subtitles آسفة لم استطع الحضور هذا الصباح
    Kiraladığım Cehennem Silahı'nın Sonundaki Mel Gibson'dım adeta şimdi yalan söylemeyeceğim Üç hafta boyunca şu bez yüzünden Kendime gelemedim Open Subtitles ♪ لقد كنت هناك أتبول عند محل الأسلحة ♪أنا بخير الان ولن أكذب ♪ ولكن ثلاثة اسابيع جعلتني مثل سلى القمامة
    gelemedim. Open Subtitles لا يمكن تحقيق ذلك.
    Sürekli gidiyorum, bir türlü kuzeye gelemedim. Open Subtitles لقد كنت في طريقي إلى هناك و لكنني تعبت و لم استطع المواصلة اكثر
    Gelmedim, çünkü gelemedim. Open Subtitles لم آتي لأنني لم أستطع المجئ.
    Derse kişisel sebeplerimden dolayı gelemedim. Open Subtitles لم أستطع الحضور للفصل لأسباب شخصية
    Bu yüzden pek sık gelemedim Open Subtitles ولم أستطع المجيء كثيراً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more