projektörün arkasından gelen ışık, ya da projektörün ışığı bazen renkleri gerçekten imkansız hale getirir. | TED | الإضاءة من خلف الإسقاط، أو الضوء القادم من الإسقاط، يجعل الألوان تبدو مستحيلة. |
Uzak bir galaksiden gelen ışık Dünya'ya gelirken başka bir galaksi veya galaksi kümesinin içinden geçiyor. | Open Subtitles | مايحدثُ هو أنّ الضوء القادم من مجرّة بعيدة يمرّ بمجرّة أو حتى كتلة مجرّات بطريقه نحو الأرض. |
Başının arkasındaki gölgelere bakın. Soldan gelen ışık güneş ışığı. | Open Subtitles | انظروا إلى الظلال خلف رأسه الضوء القادم من اليسار هو ضوء الشمس |
Dağdan gelen ışık zincirleri gördüm. | Open Subtitles | رأيت سلسلة ضوئية تنزل الجبل. - هي هكذا ؟ |
Dağdan gelen ışık zincirleri gördüm. - Öyle mi? | Open Subtitles | رأيت سلسلة ضوئية تنزل الجبل. |
İşte, güneşimizden gelen ışık bu görkemli yapıya şelale gibi akıyor. | Open Subtitles | وهذا هو الضوء الذي يأتي من نجمنا ليغمر هذا البناء المذهل |
Güneşten gelen ışık hüzmesi su damlacıklarına girdiği gibi kırılır. | Open Subtitles | ان اشعة الضوء القادم من الشمس تنكسر عندما تدخل الى قطرات الماء |
Ancak şunu unutmamalıyız ki bu ışıklar parlaklık üzerinde ince ayrıntılarla kodlanmış, yani gelen ışık dalgalandığı takdirde güneş pilinden edinilen enerji de düzensiz olmaya başlar. | TED | لكن نحتاج لان نتذكر ان البيانات مشفرة بترميزات متغيرة من ضوء الليد لذلك اذا تذبذب الضوء القادم للخلية ايضا نفس الحال بالنسبة للطاقة المستخلصة من الخلية الشمسية |
Bahçedeki odadan gelen ışık. | Open Subtitles | الضوء القادم من الغرفة إلى الحديقة |
Dağların arkasından gelen ışık şahane görünüyor. | Open Subtitles | هذا الضوء القادم ناحية الجبل رائع |
Güneş'ten gelen ışık yüzeye çarpıyor. | Open Subtitles | الضوء القادم من الشمس يضرب السطح |
Güneşten gelen ışık ışınlar fotonlardan oluşmuştur. | Open Subtitles | شعاع الضوء الذي يأتي من الشمس مصنوع من الفوتونات. |