Bak, eğer bana zarar vermeye geldiysen silahsız gelerek bayağı aptallık etmişsin. | Open Subtitles | أوَتعلم، لو جئت إلى هُنا لإيذائي، فإنّك غبيّ جداً بقدومك بدون سلاح. |
Beni dinlemeye gelerek beni korkutmayı mı umuyorsunuz, Mr Darcy? | Open Subtitles | هل تقصد أخافتى ياسيد دارسى بقدومك كل تلك المسافة للأستماع الى |
O yüzden buraya gelerek sana olan saygımızı göstermek istedik. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه من المهم أننا أيضآ نظهر إحترامنا. بالقدوم إلى |
Bayım, buraya gelerek hayatımı tehlikeye attığımın farkındayım; ancak yalan söylemek için bir nedenim yok. | Open Subtitles | أعرف أني أخاطر بحياتي بالمجيء هنا لكن لا سبب يدعوني للكذب |
Evet ama senin beni görmeye gelerek hayatının sorumluluğunu ele aldığını görmen önemli. | Open Subtitles | نعم، لكن الأمر المهم أن تري كيف أخذتِ مسؤوليّة نفسك جيداً بمجيئك لرؤيتي |
Tuzağa düşürebilmek için, kendimi vurup buraya gelerek hayatımı tehlikeye attım mı demek istiyorsun? | Open Subtitles | تقولين بأنّني تعرّضت لطلقٍ ناريّ وخاطرت بحياتي بقدومي إلى هنا، من أجل خداعكم ؟ |
Bayanlar, buraya gelerek zaman ayırdığınız için teşekkürler ama bu işe yaramaz. | Open Subtitles | سيدات ، أقدرك أخذكم كل هذا الوقت للمجيء هنا لكن هذا لن يحسب |
Ve biz de buraya gelerek çok büyük bir hata yaptık. | Open Subtitles | و لقد إرتكبنا خطأ كبيرا بقدومنا إلى هنا |
Hiç düşünmediniz mi, buraya gelerek hepimizin hayatını tehlikeye attığınızı? | Open Subtitles | أأنت تدرك , بقدومك إلى هنا تضع كل أرواحنا في خطر ؟ |
Evlat, beni kurtarmaya gelerek kendini ispat ettin, gerçekten. | Open Subtitles | بنى انت اظهرت لى شياء بقدومك لانقاذى فعلا اظهرت شياء |
Bilmek istediğim bu şekilde buraya gelerek ne yaptığınızı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | و أريد أن أعرف ما الى تظن أنك فاعله بقدومك هنا ؟ |
Buraya gelerek kefaretini ödeyeceğini düşündün, değil mi? | Open Subtitles | ظننت أنك بقدومك إلى هنا ستعوّض ما فات، أليس كذلك؟ |
Buraya beni öldürmeye gelerek bunu kanıtladın. Haydi bitirelim şu işi. | Open Subtitles | أثبت هذا الليلة بقدومك هنا لكي تقتلني, هيا لتفعل. |
Bakın, buraya gelerek vakit kaybettiğiniz için üzgünüm ama burası satılık değil. | Open Subtitles | انا اسف انت ضيعت وقتك بالقدوم الى هنا هذا المصنع ليس للبيع |
Bugün buraya gelerek, ikiniz de yine büyük bir hata yaptınız. | Open Subtitles | أنتما الإثنان اقترفتا خطأً كبيرا بالقدوم هنا اليوم |
Bu, her ne cehennemse, buraya kadar gelerek size bir iyilik yaptık. | Open Subtitles | لقد قدمنا لكم خدمة بالمجيء كل المسافة إلى ما يمكن أن يكون هذا |
Size açık konuşacağım her gün buraya gelerek boşa vakit kaybetmeyin | Open Subtitles | تركتكِ تدخلين حتى يمكنكِ سماع هذا مباشرة من شفتاي و تتوقفِ عن إضاعة وقتكِ بالمجيء إلى هنا يوميًا |
...buraya gelerek o şansını yitirdin. Hayır, ben maruz kaldığımı biliyorum. | Open Subtitles | لقد التقطه للتو بمجيئك هنا لا , أعلم أني تعرضت |
Buraya gelerek kendimi tehlikeye attım. Bunu siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | لقد وضعت نفسي أمام المدفع بقدومي إلى هنا وأنت تعي هذا |
Bana buraya gelerek gösterdiğim çabayı dürüstlükte de göstermemi söylemiştin. | Open Subtitles | اخبرتني أن اكون صادقا وقد بذلت جهدا كبيرا للمجيء إلى هنا |
Ve buraya gelerek bu bağı koparabileceğimizi düşünmüştük. | Open Subtitles | و آملنا بقدومنا لهنا بفصله عنها |
Tabii bana gelerek annene nasıl ihanet ettiğini ona anlatmamı istemiyorsan. | Open Subtitles | ماعدا لو أردتني أن اخبر والدتك كيف قمت بخيانتها بمجيئكِ إلي من البداية |
Ayrıca buraya gelerek canını tehlikeye atmış olmanın da umurunda olacağını sanmam. | Open Subtitles | وقطعًا لن يحفل بكونك أصبحت في خطر بحضورك هنا |
Cam silici, bilinç kaybından önce hayatını gelecekle ilgili soruları görmezden gelerek geçiriyordu. | Open Subtitles | قبل فقدان الوعي، عاش منظف النوافذ حياته متجاهلاً أسئلة المستقبل |
Şimdi niye bu şekilde gelerek riske atıldığımı anlıyorsundur. | Open Subtitles | الآن يجب أن تعلمي لماذا قد خاطرت بمجيئي إليكِ |
O zaman buraya gelerek neyi başaracağını sandın? Videoları izleyeceğiz. | Open Subtitles | ما الذي إعتقدتَ أنّك ستنجزه بقدومكَ إلى هنا؟ |
- Hayır, hayır. İçinden gelerek söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | كلا، كلا، أريد أن اسمعكِ وأنتِ تعنينها. |