"gelgitle" - Translation from Turkish to Arabic

    • المد
        
    Ama düzlüklerde, ölmekte olan salyangozun kokusu gelgitle yayılır. Open Subtitles في القاع أيضاً، تنتشر رائحة بزاقة ميتة خلال مياه المد.
    Neredeyse geç kalacaktı, çünkü gelgitle düzlükleri su basıyor. Open Subtitles أيضاً من سابقه، سيحمله معه مدة قد لا تطول لأن المد يتدفق بقوة مكتسحاً هذه الأماكن المنبسطة.
    Bir saat var. Yüksek gelgitle suyun altında olmam lazım. Open Subtitles لدي ساعة، يجب أن أصعد علي متن السفينة خلال إرتفاع المد
    Akıntı yahut gelgitle uğraşmıyoruz burada. Open Subtitles نحنُ لانتعامل مع المد او الجزر.
    Sahilin uzak tarafında, gelgitle buraya geliyorlar. Open Subtitles - على الجانب البعيد من الشاطئ قادمون مع المد
    Kaplumbağalar gibi, yumurtlamalarını gelgitle aynı zamana denk getirirler. Open Subtitles وبمثل ما تفعل (السلاحف الزيتونية) فإنهم يزامنون معاد وضعهم مع المد البحري
    gelgitle sular nehir ağzında yükseldiklerinde beyaz balinalar bunu takip eder, şaşırtıcı derecedeki sığ suda yüzerler. Open Subtitles مع تحرك المد نحو أعلى -المصب النهري (تتبعه (الحيتان البيضاء
    Bu fırtına, gelgitle yükselen dalgalarla birlikte... Open Subtitles مع المد , الذي يرافقها
    # gelgitle başka bir yere gider Open Subtitles مع المد لإحضار آخر
    Winston Churchill ABD kongresine 1941 tarihli beyanına şöyle başladı: ''Ayrıcalık ve inhisar karşısında Atlantik'in iki yanında akan gelgitle hayatım boyunca tamamen uyum içinde oldum.'' Böylelikle demokrasiye bağlı bir kişi olarak değer kazanmıştır. TED بدأ ونستون تشرتشل خطابه عام 1941 إلى الكونغرس الأمريكي بتصريحه: "كنتُ في توافق تام طول حياتي مع حالة المد والجزر التي تدفقت على جانبي المحيط الأطلسي ضد الامتياز والاحتكار،" وبالتالي تسليط الأضواء على فضله كشخص ملتزم بالديمقراطية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more