| Dolayısıyla, birinin noktaları birleştirmesi ve bu gelişmelere cesaret vermesi gerekiyor | TED | لذا يجب على أحدهم ربط هذه الأمور ببعضها ويقوم بإعطاء دفعة لتلك التطورات. |
| Sansasyonel gelişmelere göre sabık bir kral Komünistlerin emrinde çalışıyor. | Open Subtitles | التطورات المثيرة منذ إلقاء القبض على الصبي تنطوى على الملك المخلوع تدفع بواسطة الشيوعيين |
| Son gelişmelere göre polis yeni bir şüpheli buldu. | Open Subtitles | في التطورات الاخيرة الشرطة لديها مشتبه جديد |
| Alt tarafı bir üniversite profesörü olarak görüyorlar, ama araştırması Amerikalıların radar kesit alanı tespitinde elde ettikleri gelişmelere giden bir anahtar. | Open Subtitles | يظنون أنه فقط أستاذ جامعي، ولكن بحثه مهم.. للتطوير الأمريكي لاختزال الرادار المقطعي... |
| Ben gelişmelere karşı değilim. | Open Subtitles | انا لست معارض للتطوير |
| Son gelişmelere göre karantina bölgesinde kalan 10.000 vatandaş yasal olarak ölü sayıldı. | Open Subtitles | بمقتضى التطورات القانونية الحديثة، اعتبر 10000 مواطن المحصورون في الحجر الصّحي الكهرماني في عداد الموتى قانونياً. |
| Oh, anlaşılan bilime odaklanması bazı gelişmelere yol açmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ تركيزه على العلم قد قاد إلى بعض التطورات. |
| Bu gelişmelere devamlı şaşırıyoruz. | TED | ونُدهشُ بإنتظام من هذه التطورات. |
| Şimdi Stacy Peterson davasındaki bazı önemli önemli gelişmelere gidelim. | Open Subtitles | والآن هناك بعض التطورات الرئيسية (المحتملة فى قضية (ستيسى بيترسون |