Şöyle ki: Dünya görüşümüzü geliştiriyoruz, dünya ile ve bizim onun içindeki yerimiz ile ilgili hikayeleri geliştiriyoruz. Böylece ölümün dehşetiyle başa çıkabilmeye çalışıyoruz. | TED | أننا نطور منظورنا للعالم حيث أن القصص التي نخبر أنفسنا عن العالم و موقعنا منه تساعدنا على التغلب على رهبة الموت وقصص الخلود هذه |
Acı gerçek şu ki, aşıları patojenin(mikrop) yol açacağı risklere göre değil, ekonomik açıdan ne kadar riskli olup olmadığına göre geliştiriyoruz. | TED | والحقيقة المحزنة هي اننا نطور لقاحات ليست مبنيةً على مسببات الأمراض التي يحتاجها الناس, وإنما على مدى المنفعة الاقتصادية لتطوير هكذا لقاحات. |
Bu kısıtlamaları aşmak için yeni kontrol mimarileri ve algoritmalar geliştiriyoruz. | TED | إننا نطور حالياً تصاميم تحكم وخوارزميات لمعالجة هذه العيوب. |
Kişisel kullanım için geliştiriyoruz, sadece şirketler için değil yani. | Open Subtitles | نحن نطوّر برامج للاستخدام الشخصي، وليس فقط لـ قطاع الشركات |
Bunun yerine, bu temelde bir yöntem geliştiriyoruz. | TED | بدلًا من ذلك، فإنّنا نطوّر طريقة جديدة تعتمد على التّالي: |
İşin acı kısmı şu ki biz, gözetlemeye dayalı bu otoriter altyapıyı yalnızca insanların reklamlara tıklaması için geliştiriyoruz. | TED | وهنا تكمن المأساة: نحن نبني هذه البنية التحتية من المراقبة الاستبدادية فقط لنحمل الناس على أن يضغطوا على الإعلانات. |
Bu yüzden o çalışmaları gerçekten geliştiriyoruz düşük görüşlü hastalar için oyunlar yapıyoruz ve etkilemek için beyinlerini koruyarak daha iyi görebilmeleri için. | TED | إذاً نحن نستفيد من تطوير الألعاب لمن لديهم ضعف البصر، وللحصول على التأثير عند إعادة تدريب الدماغ ليبصروا بطريقة أفضل. |
Yüzlerce farklı insanın genomlarının aynı uyarıya nasıl farklı tepki verdiğini tek bir tüpte test edebilecek yeni bir yol geliştiriyoruz. | TED | ونطور طريقة لنجربها في أنبوبة منفردة عن كيف أن الخلايا بمعية المئات من مجموعات الجينات المختلفة للبشر تستجيب بشكل مختلف لنفس الحافز. |
İnsanla etkileşimli bir yapay zeka geliştiriyoruz. | Open Subtitles | إننا نطورّ ذكاء إصطناعي تفاعلي بشري |
İnteraktif bir insan zekası geliştiriyoruz. Dünyayı değiştirecek. | Open Subtitles | نحن نطور جهاز ذكاء صناعي سوف يغير العالم أجمع.. |
Çevreci kurallar çerçevesinde bölgeyi geliştiriyoruz, istihdam yaratıyoruz. | Open Subtitles | نحن نطور الأراضي بوسائل محافظة على البيئة ونخلق وظائف خلال هذه العملية. |
Burada barbekü sosu satıyoruz. Markamızı geliştiriyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نبيع صلصتنا للباربيكيو فحسب هنا نحن نطور علامتنا التجارية |
Kıyamet tanığımdır ki ilacı geliştiriyoruz. | Open Subtitles | نهاية العالم كشاهدً علي نحن نطور الترياق |
Bu araçları geliştiriyoruz, fakat onları dünyanın her tarafından yüzlerce grupla ücretsiz olarak paylaşıyoruz, böylece insanlar farklı hastalıkları tedavi etmeye çalışabiliyorlar. Ve umudumuz o ki, beyin devrelerini onları yeniden planlayıp | TED | نحن نطور هذه الادوات ونتشاركها مع مئات المجموعات حول العالم لكي يستطيع الناس دراستها وتجربتها وعلاج الاعتلالات بواسطتها ونحن نأمل انه وعن طريق اكتشاف الشبكة الدماغية |
Elimizde Süper Asker olmaya aday 12 kişi var bu yüzden 12 farklı serum geliştiriyoruz. | Open Subtitles | عليكم أن تعرفوا بأن لدينا 12مرشحاً لإختبار الجندي الخارق. لذا كان علينا أن نطور 12 مصلاً مختلفاً، إنه فريد من نوعه بالنسبة لكل شخص. |
İnsanla etkileşimli bir yapay zeka geliştiriyoruz. | Open Subtitles | إننا نطوّر برنامج ذكاء إصطناعي تفاعلي بشري |
Kelime dağarcığımı geliştiriyoruz sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّنا كنّا نطوّر مفرداتي. |
Ordu için taktiksel görselleştirme geliştiriyoruz. | Open Subtitles | نطوّر تكتيكيين الصورة visualization للقوّات المسلّحة. |
MM: Evet, bir araç geliştiriyoruz. yayıncılar için bu tür içerikleri üretmeyi çok kolay hale getiriyor. | TED | مايك ماتاس: نعم، نحن نبني أداة تجعل من السهل جدا على الناشرين الآن إنشاء هذا المحتوى. |
Sıfırdan başlıyoruz, bu temeli, beş yaş ve üzerindeki öğrencilerimizin daha şefkatli vatandaşlar olmaları için geliştiriyoruz. | TED | لقد بدأنا على مستوى الأرض، نحن نبني هذا الأساس لطلابنا في سن الخامسة وما فوق، لنكون مواطنين أكثر تعاطفًا. |
Ve borulama için yeni bir paradigma geliştiriyoruz. | TED | ونحن نعمل على تطوير نموذج جديد للأنابيب. |
Alternatif güç kullanan trenler geliştiriyoruz, kelimenin her anlamı ile arabaları satın alınabilir hale getirecekler -- ekonomik, sosyal ve çevresel olarak. | TED | ونطور بدائل لقطارات الطاقة والتي سوف تجعل السيارات باسعار معقولة وبكل ما تحويه الكلمة من معنى -- اقتصادي,اجتماعي و بيئي |
İnsanla etkileşimli bir yapay zeka geliştiriyoruz. | Open Subtitles | إننا نطورّ ذكاء إصطناعي تفاعلي بشري |
Laboratuvarımda, öyle araçlar geliştiriyoruz ki sadece mekanda gezinmeyi değil zaman boyunca da gezinmeyi mümkün kılıyoruz. | TED | في مختبري، نقوم بتطوير أدوات للسفر ليس فقط في الفضاء ولكن أيضا من خلال الوقت. |