Kılavuzlarımızla ilişkilerimizi geliştirmek için yıllar harcadık, ki onları koruyabilelim. | Open Subtitles | نحن نمكث عدة سنوات لتطوير علاقاتنا بالمرشدين وهكذا نستطيع حمايتك |
Espri anlayışınızı geliştirmek için 14 sene beklediğinize inanamıyorum ama yine de iyiydi. | Open Subtitles | لا اصدق انك أنتظرت كل هذه المدة لتطوير حس الفكاهة لديك لكنها جيدة |
Buradaki verileri çok kesin ve detaylı üç boyutlu modeller geliştirmek için kullanabiliriz. | TED | وبالطبع يمكن أن تُستعمل البيانات لتطوير نماذج ثلاثية الأبعاد دقيقة ومفصلة للغاية. |
Diğer bilim adamları gibi herkesin hayat kalitesini geliştirmek için çok çalışıyordu. | Open Subtitles | مثل كل أبحاثنا انها تؤدي ما في وسعها لتحسين حياة جميع البشر |
Yerel ekonomik dengeyi geliştirmek için... ...kuvvetli bir altyapı ve yerel işyerleri kuran... ...milli bir iş modeli hayal edin. | TED | وتصور نموذج أعمال وطنية يخلق فرص عمل محلية ومشاريع بنية تحتية ذكية لتحسين الاستقرار الاقتصادي المحلي. |
Şirketim 10 yıldır o radar sistemini geliştirmek için çalışıyor. | Open Subtitles | شركتي قضت آخر عشر سنوات في تطوير ذلك نظام الرادار. |
Bunu yakaladığınız zaman, başkalarının hayat standartlarını onlar yaşadıkça -- her an, geliştirmek için yaşıyorsunuz. | TED | وإذا استطعت تثبيت ذلك، أنت تقف لتطوير جودة الحياة لشخص ما لكل لحظة لبقية حياتهم. |
Sıvı metal bataryayı geliştirmek için öğrencileri ve doktora sonrası araştırmacıları işe aldım ve onlara danışmanlık yaptım. | TED | لتطوير بطارية المعدن السائل، قمت بتشغيل طلاب و باحثين مع تقديم الإرشاد لهم. |
Bu yüzden üstlere yakın olduğumuz aslında tek bir alan var, o da öğretmenlerimize becerilerini geliştirmek için ihtiyaç duydukları yardımı vermekteki başarısızlığımızda. | TED | في الواقع هناك مجال واحد نقترب فيه من القمة، وهو فشلنا في تقديم المساعدة التي يحتاجها مدرسونا لتطوير قدراتهم. |
Fakat 1989'da bilgisayar ekranındaki -internetteki veya o an ekrandaki- şeyi okuyacak bir program geliştirmek için Bill Joyce ile birlikte bir ekip kurdu. | TED | ولكن في عام 1989، اشترك مع بيل جويس لتطوير برنامج يستطيع أن يقرأ ما يوجد على شاشة الكمبيوتر من الإنترنيت أو الكمبيوتر. |
Çocuk konseri piyanisti olduğundan kas hafızasını geliştirmek için inanılmaz bir yeteneği vardı. | TED | كطفلة تعزف على البيانو في الحفلات اكتسبت قدرة كبيرة لتطوير عضلات الذاكرة. |
Aklımıza bu fikrin gelmesinin ardından, bir prototip geliştirmek için çok uzun bir çalışma süresi başladı. | TED | بعد تلك اللحظة من الإلهام، جاء وقت طويل جدا من الجهد لتطوير نموذج أولي. |
Kendi taşıma sistemimizi geliştirmek için milyarlarca yıl bekleyemeyiz. | TED | ولكننا لا نستطيع الانتظار لمليارات السنين لتطوير أنظمة النقل الخاصة بنا. |
Ve bugün dünya çapında bulut sağlayıcıları, bankalar ve devlet kuruluşlarında güvenliği geliştirmek için kullanılıyor. | TED | ويتم استعماله اليوم لتحسين الحالة الأمنية لدى مقدمي الخدمات السحابية، الأبناك، والوكالات الحكومية عبر العالم. |
Geçmişteki tüm icatlarımız ve yeniliklerimiz gibi insanların içinde bulunduğu vaziyeti geliştirmek için kullanılabilirler ya da kötüye kullanılıp suistimal edilebilirler. | TED | مثل جميع اختراعاتنا وإبداعاتنا في الماضي يمكنها أن تستخدم لتحسين وضعية البشر أو قد يساء استخدامها فتستخدم في المفاسد. |
Karmaşıklıkla başa çıkabilmek için, alışılmışın dışında bir sistemi geliştirmek için, basit kurallara dayalı akıllı yalınlık yaklaşımı dediğimiz şeyi yarattık. | TED | لذا للتعامل مع التعقيد، لتحسين نظام جديد، فقد أنشأنا ما نسميه بأسلوب البساطة الذكية المرتكز على قواعد بسيطة. |
Ve sesinizle tavırlarınızla ve egzersizlerle ses tınınızı geliştirmek için inanılmaz sesler yapabilirsiniz. | TED | وهناك أشياء لرائعة بإمكانك عملها بالتنفس وبالوضعية وبالتدرب لتحسين لحن صوتك |
Her şeyi bırakıp yönetimle çalışıyorlar, işbirlikçi ve yapıcı bir şekilde, şirketin mali performansını geliştirmek için değişim yapıyorlar. | TED | سيتركون كل شيء ويعملون مع الإدارة، بتعاون وبشكل بناء، للقيام بتغييرات لتحسين الأداء المالي للشركة. |
Bu yazılımı geliştirmek için çoğu hükûmetin gerçekten de kurum içi yetenekleri olmadığının unutulmaması gerekir. | TED | يجب التنوية أن معظم الحكومات لا تملك قدرة محلية على تطوير تلك البرمجيات. |
Rollerini kabullenen ve performansını geliştirmek için çalışanlar şahsını büyütür, değiştirir ve geliştirir. | TED | وأن أؤلئك الذين احتضنوا أدوارهم وعملوا على تحسين أدائهم نموا وتغيروا ووسّعوا ذاتهم. |
Üçüncü dünya ülkelerinde mikro finansı geliştirmek için Bolivia'ya seyahatlere çıkıyor. | Open Subtitles | لتطور الإستثمارات الصغيرة في العالم الثالث |
Joe işini geliştirmek için çok çalışıyor. Hem ikizler de var. Elimiz sıkışık. | Open Subtitles | جو) كان يعمل بجهد لكي يؤسس أعماله) وهناك التوائم, والمال نوعاً ما صعب في هذا الوقت |
Benim takımım ve ben bir sonraki nesil güvenlik ürünlerinde bu mevcut teknoloji geliştirmek için başlıca üniversiteler ve savunma sektörüyle işbirliği yapıyoruz. | TED | أنا وفريقي الآن نتعاون مع جامعات رائدة وقسم الدفاع لتنمية هذه التقنية المشوقة للجيل القادم من منتجات الأمن. |
Daha güçlü pedagojik uygulamaları geliştirmek için ihtiyaç duydukları imkanları sağlıyorlar. | TED | وتوفر لهم وسائل التنمية التي هم بحاجة إليها لخلق ممارسات تربوية قوية. |