İşin iyi yanı, o gelinceye kadar birbirimizi görebiliriz. | Open Subtitles | والشيء الجيد هو اننا يمكننا رؤية بعض حتى تصل إىل هنا |
Onları su üstünde tutan, yardım gelinceye kadar dayanma gücü veren biridir bu. | Open Subtitles | تدفعهم لسطح البحر قوة الهمس حتى تصل المساعدة. |
Aslında, kuzenim şehre gelinceye kadar otelde kalmam için bana para vermişti. | Open Subtitles | في الواقع هو حجز لي في فندق صغير حتى يأتي إلى المدينة |
Yeterli yiyeceğimiz var. Amcası gelinceye kadar bekleyeceğiz. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الطعام وسوف ننتظر حتى يأتي عمه |
Şu an parktayım. Sen gelinceye kadar burada olacağım. | Open Subtitles | أنا في المتنزه الآن سأبقى هنا حتى تأتي |
O gelinceye kadar ben idare edeceğim. | Open Subtitles | سوف اشغل مكانه حتى يصل وعشمى ان يكون هذا الصباح |
Bu battaniye kumaşını tamamen pürüzsüz hale gelinceye kadar sıyırıyoruz... sonra da bot boyasıyla boyuyoruz. | Open Subtitles | الآن , خامة البطانية نقشطها لأسفل حتى تصبح ناعمة ثم نصبغها بملمع الأحذية |
Haftalarca aç bıraktılar, zamanı gelinceye kadar madende bıraktılar ve sonra kokuyu verdiler. | Open Subtitles | لقد تم تجويعه لأسابيع و تم الإحتفاظ به فى المنجم حتى يحين الوقت ثم أعطوه الرائحة |
Sen gelinceye kadar, her gün saat 17:00'de tren istasyonunda seni bekleyeceğim. | Open Subtitles | (سأنتظر في محطة (في تي عند الخامسة ، مِن كلّ يوم حتّى تأتين |
İstediğin gibi yerine getir, eşek sudan gelinceye kadar dua et. | Open Subtitles | بإمكانك ممارسة ماتريد. صلي حتى تعود البقر. |
Benim yaşıma gelinceye kadar bekleme. | Open Subtitles | لا تنتظر حتى تصل إلى عمري فسيكون الأوان قد فات |
Yardım gelinceye kadar dayanmam gerektiğini söyledi durdu. | Open Subtitles | لقد قال انه سيصمد حتى تصل المساعدة |
Şimdi, çok fazla konuşmaya çalışmanı istemiyoruz, ta ki pazartesi günü konuşma terapisti gelinceye kadar. | Open Subtitles | لا نريد منكِ محاولة التكلم كثيراً حتى يأتي أخصائي النطق يوم الإثنين |
Yemek gelinceye kadar oynayabilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا أن نلعب حتى يأتي الطعام؟ |
Annem gelinceye kadar bekleyin! | Open Subtitles | انتظر حتى تأتي امي |
Kırmızı takım, ailem sete gelinceye kadar onu oyalayacaksınız. Oh! İşte bu. | Open Subtitles | الفريق الأحمر، رجالك يؤجلونه حتى يصل والدي إلى المجموعة |
Bu battaniye kumaşını tamamen pürüzsüz hale gelinceye kadar sıyırıyoruz... sonrada bot boyasıyla boyuyoruz. | Open Subtitles | الآن , خامة البطانية نقشطها لأسفل حتى تصبح ناعمة ثم نصبغها بملمع الأحذية |
Doğru zaman gelinceye kadar onunla ilgilenmesi işime gelir. | Open Subtitles | أنا بحاجة لذلك الكابتن لينظر بعده حتى يحين الوقت |
Sen gelinceye kadar, her gün saat 17:00'de tren istasyonunda seni bekleyeceğim. | Open Subtitles | (سأنتظر في محطة (في تي عند الخامسة ، مِن كلّ يوم حتّى تأتين |
# Bu kornoyu konuşturacağım Eşek sudan gelinceye kadar # | Open Subtitles | سأقرع في هذا البوق حتى تعود الأبقار إلى ديارها |
Kaplumbağalar gibi. Siz gelinceye kadar, kabuklarımıza çekiliriz. | Open Subtitles | كالسلاحف، نحن ننسحب الى أصدافنا لحين عودتك |
Sen kendine gelinceye kadar hastaneden gitmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | هل قالت أنها لن تغادر المستشفى الا بعد أن تفوق |
Evlat, polis arabası gelinceye kadar burada bağlı kalacaksın. | Open Subtitles | ؟ ايها الولد، أنت سَتَتعفّنُ هنا حتى تَصلْ سيارةَ الشرطة |
Dünyanın Çocukları gelinceye kadar işleri onlar yürütüyordu. | Open Subtitles | لقد كانوا يديرون الأمور حتى جاء أطفال الأرض |
Buraya gelinceye kadar Lincoln dışına hiç çıkmamıştım. | Open Subtitles | حتى جِئتُ إلى هنا أنا حتى لم أزر لينكولن |
Buraya üç oğlumu ayakta duramayacak hale gelinceye kadar döven 20 cesur adamını şikayet etmek için gelmedim. | Open Subtitles | الآن لا أَشتكي هنا حوالي 20 من رجالك الشجعان الذين ضربوا ثلاثة من أولادي حتى هم لا يستطيعون أَن يقفوا ربما كانوا يأتون |
Bir sonraki rakibin gelinceye kadar bir mola verebilirsin. | Open Subtitles | أمكن اتخاذ بالإضافة إلى استراحة حتى يحصل مباراة الخاص بك المقبل هنا. |