"gelmeyecekler" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعودوا
        
    • يأتوا
        
    • يحضروا
        
    • إنهم لن
        
    Akşama kadar vergiyle dönmezsem komutanım, Ejderha Birliklerini gönderecek ve onlar sadece vergi için gelmeyecekler. Open Subtitles لو اني لم ارجع بالذهب بحلول الليل .سيرسل قائدي فليق التنين ولن يعودوا لاخذ الذهب المطلوب فقط
    Yani önümüzdeki 30 gün boyunca gelmeyecekler, ki bu da bir 90 gün daha ödeme gelmeyecek demek oluyor. Open Subtitles لذا فإنّهم لن يعودوا لمدة 30 يومًا، ممّا يعني أننا لن نتلقى أجرًا لـ90 يومًا آخر.
    Onlara kötü davranırsan buraya gelmeyecekler... Open Subtitles لن يعودوا للتقظية و البقاء هنا إذا أسأت معاملتهم
    Gerçekten gelmeyecekler -- bir iPad kullanacağım. TED بالطبع هم لن يأتوا بشخصهم. سأستخدم الآي باد.
    Asla gelmeyecekler. Irkın öldü. Hepsi kül oldu. Open Subtitles لن يأتوا أبداً ، لقد انقرض جنسك احترقوا عن بكرة أبيهم
    gelmeyecekler. Onlarla Japonya'da görüşeceğim. Open Subtitles انهم لن يحضروا , انا سوف اقابلهم باليابان
    Eminim onlarda aynı şeyi bizim için yaparlardı. Geri gelmeyecekler, tamam mı? Open Subtitles ـ واثق إنهم يفعلون نفس الشي من أجلنّا ـ إنهم لن يعودوا، إتفقنّا؟
    Bu yerin sahipleri dönüp gelirlerse ne olur? Geri gelmeyecekler. Open Subtitles ماذا لو عاد المالكون إلى هنا لن يعودوا -
    Buna gerek yok. Bir daha gelmeyecekler. Open Subtitles لا داعي الى ذلك فأنهم لن يعودوا
    Ama o adamlar buraya bir daha gelmeyecekler. Open Subtitles لكن هؤلاء الرجال لن يعودوا هنا ثانيةَ
    O polisler bir daha asla gelmeyecekler. Open Subtitles هؤلاء الشرطة .. لن يعودوا مطلقًا
    Bizi Gözcülerden kurtarmaya gelmeyecekler. Open Subtitles لن يعودوا لإنقاذنا مِن الملاحظين.
    Ölmüşlerdi ve bu tankların içindeki zavallı ruhlar da kusura bakmayın ama ölü ve geri gelmeyecekler. Open Subtitles "إنهم أمواتاً، هم و كل هذه الأرواح التعيسة في هذه الأحواض" "أنا آسف، لكنهم أمواتاً و لن يعودوا أبداً"
    Eve erken gelmeyecekler ve bunu zaten biliyorsun. Open Subtitles لن يعودوا للمنزل مبكرًا وأنت تعلم ذلك
    Fakat unutmayın, serseriler teker teker gelmeyecekler. Open Subtitles عمل رائع , رفاق. لكن تذكرو ,المنبوذين لن يأتوا واحد واحد فقطكلمره.
    Biliyorum, bunca senedir sana ailenin bir gün geri geleceği söylendi ama gerçek şu ki gelmeyecekler. Open Subtitles أعرف أنهُ تم اخبراك خلال كل هذهِ السنوات أن والداك سيأتيان من أجلك في يوماً ما لكن الحقيقة هي، أنهم لن يأتوا
    Kendi vampir oyuncakları var. - Bizimle gelmeyecekler. Open Subtitles إنّه بيت دمى من مصّاصي الدماء، لن يأتوا.
    Eğer ben çocuklarım için daha iyi olmazsam onlar da ben ölmek üzere olana kadar beni görmeye gelmeyecekler ve o zaman hepimiz korkunç bir derecede mahvolacağız. Open Subtitles وإن كنتُ لن أفعل أفضل من ذلك مع أطفالي ولن يأتوا ليروني حتى أكون على فراش الموت عندها سنكون كلّنا فاشلون بطريقةٍ ميؤوسٍ منها
    Bizi kurtarmaya gelmeyecekler mi? Open Subtitles إنهم لن يأتوا من أجلنا، أليس كذلك؟
    Belli ki, gelmeyecekler. Open Subtitles وبعد ذلك نتكلم عن العمل على ما يبدو، أنّهما لن يحضروا
    Bizi almaya gelmeyecekler, değil mi efendim? Open Subtitles لن يحضروا لإصطحابنا أليس كذلك، سيدي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more