Ve eğer mahkumiyet kararı doğru değilse, o genç adamlar özgür kalacaklar. | Open Subtitles | وإن كانت كذلك، وكانت الإدانة لا تصمد دونها فسيطلق سراح أولئك الفتية |
Eğer kanıtlarlarsa, ve eğer mahkumiyet kararı doğru değilse, o genç adamlar özgür kalacaklar. | Open Subtitles | وإن كانت كذلك وكانت الإدانة لا تصمد دونها فسيطلق سراح أولئك الفتية |
Biliyorum ki bu hırslı genç adamlar doğru seçimi yapacak. | TED | أنا أعرف بأن هؤلاء الشباب المندفعين والطموحين سيختارون الخيار الصائب. |
Bu genç adamlar da çok farklı hedeflerin taşeronu olmuştu. | Open Subtitles | و هؤلاء الشباب كانو الأداة المستخدمة لتمرير أجندات أخرى مختلفة |
Bu sinirli genç adamlar onları sırtından vuranlardan intikamını aldı. | TED | بغضب قام هؤلاء الشباب بالانتقام من مجتمع رأوا بأنه أدار ظهره عنهم. |
genç adamlar, polisler ve binaya doğru koşuşturan itfaiyeciler, tek bir soru bile sormadılar. | Open Subtitles | هؤلاء هؤلاء هؤلاء الشباب ورجال الشرطة الذين اصطدموا بالأرض من هذا المبنى لم يتثنى لهم أن يسألوا سؤالا |
Bu genç adamlar normal sezonun son maçında namağlup Coventry'e yenilene kadar akılalmaz bir galibiyet rekorunun sahibiydiler. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب كانوا على خط فوز غير متوقع حتى اليوم الأخير للموسم النظامي , خسروا من الفريق الذي لا يقهر |
Bu genç adamlar Mississippi'ye gidip hükümetin 100 yıldır yapmak istemediği işi yaparken öldüler. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب ذهبوا إلى الـ(ميسيسبي) وماتوا وهم يفعلون العمل الذي لم ترغب الحكومة في فعله لمة سنة |
bu genç adamlar. | Open Subtitles | هؤلاء الشباب |